SON TV

Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu’ya Amerika bursu

Dink suikastı başta olmak üzere paralel devletin yakından ilgilendiği soruşturmalarda karartma yapmakla suçlanan Başmüfettiş Mustafa Üçkuyu'ya Amerika bursu...

Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu’ya Amerika bursu

Mücahit ÖZTÜRK / SON TV ÖZEL HABER – Dink suikastı başta olmak üzere paralel devletin yakından ilgilendiği soruşturmalarda karartma yapmakla suçlanan Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu, Fulbright Bursu ile ABD’ye gitti.

Dink suikastı ve Hanefi Avcı’nın kitabıyla ilgili soruşturma başta olmak üzere paralel devletin yakından ilgilendiği soruşturmalarda karartma yapmakla suçlanan Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu’nun da, tıpkı cemaatin emniyet, yargı ve MİT imamı gibi ABD’ye gittiği ortaya çıktı.

SON.TV’nin güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre Üçkuyu, 22 Şubat 2014’te Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) San Francisco eyaletine uçtu. İlginç olan, Üçkuyu’nun ABD’ye, en prestijli Amerikan bursu olan Fulbright Bursu ile gitmiş olması.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Senatör William Fulbright’ın Amerikan Kongresi’ne sunduğu teklifle başlayan burs programı kapsamında dünyanın pek çok ülkesinden gelen kişiler ABD’de eğitim alıyor.

Mustafa Üçkuyu, Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, Mülkiye Müfettişi Mustafa Yavuz ve Polis Başmüfettişi Necat Özdemiroğlu ile birlikte Hanefi Avcı’yı meslekten attıran, hatta Avcı’nın cezaevine gönderilme sürecinin altyapısını hazırlayan idari soruşturmalarda imzası olan isim. Paralel yapı lehine karar verilen bu soruşturmada görev alan Necat Özdemiroğlu ise şu anda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı.

DİNK SUİKASTININ KAYIP EVRAKI

Asıl vahim olan, Mustafa Üçkuyu’nun, Hrant Dink suikastında devlet görevlilerinin ihmaliyle ilgili soruşturmadaki usulsüzlükleri. Üçkuyu, cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007’den beri paralel devlet yapılanmasının yedeklediği, yetkililerden sakladığı ve tahrif ettiği evraklarla ilgili soruşturmayı karartmakla suçlanan isim. Yetkililerden saklanan en önemli belge, Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce hazırlanan 17 Şubat 2006 tarihli haber raporu. Beş maddeden oluşan bu raporda şu bilgilere yer veriliyor:

Hrant Dink’e yönelik ses getirecek bir eylemin yapılacak.
Hrant Dink silahla vurularak öldürülecek.
Suikastta kullanılacak silah Trabzon’da bir köyden temin edilecek.

Suikastçılar yakalanmamak için yanlarında telefon taşımayacaklar.

Bu işi planlayanlar kafalarına koydukları şeyi yapacak cinsten insanlar.

Özetle bu ifadelerin yer aldığı rapor, Trabzon’dan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na ulaştığında sümenaltı edildi ve dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’dan gizlendi. Dosya, o dönemde geçtiğimiz günlerde ilk kez ekranlara çıkan eski polis şefi Ali Fuat Yılmazer’in başında olduğu C bürosunda takıldı.
Paralel yapıya yakın olduğu belirtilen bir polis şefinin adının karıştığı ihmallerle ilgili soruşturmayı yine paralel yapıya yakınlığıyla bilinen bir mülkiye müfettişine verildi. Soruşturmayı Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu yürüttü. Üçkuyu, Dink’in öldürüleceğini haber veren raporun gönderildiği dönemde, yani Şubat 2006’da İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüten Sabri Uzun’un ifadesine 4 Kasım 2009’da başvurdu. Uzun, ilk ifadesinde, polis muhbiri Erhan Tuncel kaynaklı haber raporunun dört maddelik kısmı kendinden gizlendiğini Üçkuyu’ya açıkladı. Uzun, 9 Kasım 2009’da Başbakanlık Teftiş Kurulu’na (BTK) intikal ettirilen bu ifadeyi verdikten sonra raporun beş maddelik asıl versiyonuna ulaştı. Tehdidin boyutunun çok farklı olduğunu gösteren bu raporun kendisinden gizlendiğini anlayınca Başmüfettiş Mustafa Üçkuyu’dan tekrar randevu istedi. İkinci ifadeyi 4 Aralık 2009’da verdi. Bu ifadesinde rapor özellikle kendisinden gizlendiği için suikast tehdidinin boyutlarından bihaber olduğunu söyledi.

Ancak Üçkuyu, bu ifadeden sonra daire başkan yardımcılarının ve daha önemlisi C bürosunun başındaki Ali Fuat Yılmazer’in bu konuda ifadesine başvurmadı. Ayrıca Sabri Uzun’un verdiği ikinciyi ifadeyi, yani ifadenin asıl önemli kısmını BTK’ya göndermedi. Uzun’un ifadesi Aralık 2009’da BTK’ya gönderilmesi gerektiği halde yıllardır Mülkiye Teftiş Kurulu’nda.

AVCI’YI YAKAN MÜFETTİŞ

SON.TV, yazdığı Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat adlı kitabında cemaatle ilgili iddialarda bulunduğu için hakkında soruşturma açılan Hanefi Avcı ile ilgili Mustafa Üçkuyu’nun da aralarında bulunduğu müfettişlerin hazırladığı önemli bir bilgi notuna da ulaştı. Avcı olayını Mustafa Üçkuyu’nun yanı sıra Ferda İleri, Mustafa Yavuz ve Necat Özdemiroğlu soruşturdu. Ve müfettişler, Avcı’nın kitabındaki iddiaları soruşturmadı ama Avcı hakkındaki iddiaların yargıya taşınmasını sağladı.

Avcı hakkında yürütülen pek çok soruşturmayla ilgili sonuç bilgilerinin yer aldığı bilgi notunda Bilgi Notu’nda Avcı ile ilgili Tevdi Raporu, İnceleme Raporu, Araştırma Raporu, Değerlendirme Raporu ve Disiplin Raporu’yla ilgili bilgilere yer veriliyor. Notta Avcı ile ilgili yer alan öneriler şunlar:

“- Hanefi Avcı’nın Kamu Konutları Kanunu’na aykırı hareket ettiği ve kamu zararına neden olduğu, bu nedenle hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği,

– Kamu Konutları Kanunu’na aykırı hareket ettiği ve kamu zararına neden olduğu eylemi ile ilgili olarak Üç Günlüğü’ne Kadar Aylık Kesim Cezası ile tecziye edilmesinin gerektiği,
– Söz konusu kitapta belirtilen hususlarla ilgili olarak hizmet (cemaati değil, devlet hizmetini kast ediyor) dışında gerçekleşen ve memuriyet görevinden kaynaklanmayan konuların gereğinin takdir ve ifası için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdisi,

– Adı Geçen kitapta amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerinin tümden genelleme yaparak eleştirildiğinden dolayı Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın brüt aylığın kesilmesi cezası ile tecziye edilmesinin uygun olacağı,

– Türkiye Cumhuriyet Devleti, kamu kurum ve kuruluşları, kamu görevlileri, askeri ve güvenlik kuvvetleri mensupları hakkında suç tasniinde bulunduğu, bu eylemi ile ilgili olarak Meslekten Çıkarma Cezası ile tecziyesinin uygun olacağı,

– Kitapta yer alan ve 22 madde başlığı altında dile getirilen söz konusu ifade ve değerlendirmelerin niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgiler ile gizli tutulması zorunlu olan bilgiler kapsamında değerlendirilebilmesi için yeterli unsurların oluşmadığından Ceza Tayiine Mahal olmadığı,

– Eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tarafından yazılan kitapta adli yargı mercilerine ve görevli bazı yargı mensuplarına haksız olarak suç isnadında bulunduğu, adil yargılamayı ve yargı görevini yapanları etkilemeye çalışıldığı ve kamuoyu nezdinde yargı mensuplarının küçük düşürüldüğü iddiasıyla ilgili olarak,

– Yargılaması devam eden konular hakkında herhangi bir somut bilgi ve belge ile kesinleşmiş bir mahkeme kararı sunulmadan dile getirilen ifadelerdeki anlatımların disiplin cezasını gerektirdiği, bu nedenle adı geçenin Meslekten Çıkarma cezası ile tecziye edilmesi gerektiği,”

Notta ayrıca Hanefi Avcı’nın Emniyet görevlileri hakkında somut bir bilgi ve belgeye dayanmadan yaptığı beyanlarının bazı Emniyet mensuplarını zan altında bıraktığı, rencide ettiği, dolayısıyla mesleğin onur ve saygınlığını zedelediği anlaşıldığından adı geçenin Mesleketn Çıkarma cezası ile tecziye edilmesi gerektiği belirtildi.

Avcı’ya, Emniyet Genel Müdürlüğü ve KOM Daireleri ile İstanbul ve Trabzon Emniyet Müdürlükleri’nde görev yapan bazı emniyet mensuplarını zan altında bıraktığı, rencide ettiği, onlara hakaret ettiği gerekçesiyle de aynı ceza verildi.

Eskişehir’deki evinde bulunan silahı ve bu silaha ait fişekleri OHAL Bölgesi’nden getirdiği gerekçesiyle Meslekten Çıkarma cezası ile tecziye edilmesine karar verildi.
Müfettişler, Hanefi Avcı’yı meslekten attırmak için hakkında ileri sürülen her iddiayı titizlikle soruşturup ceza tavsiye ederken Avcı’nın kitaptaki iddialarını ise soruşturmaya gerek duymadı. Mesela İstanbul İstihbarat Şube Müdürlükleri hakkında dile getirilen iddialarla ilgili yapılacak herhangi işlem bulunmadığına karar verdi. Bunun gibi pek çok iddianın da soruşturulması engellendi.