SON TV

Fotoğrafçı Seda İkizoğlu: Düğün fotoğraflarında retouch önemli

Doğum, düğün ve portre fotoğrafçısı Seda İkizoğlu tarzını ve mesleğinin ayrıntılarını SON.TV okurları için anlattı.

Fotoğrafçı Seda İkizoğlu: Düğün fotoğraflarında retouch önemli

Düğün mevsimi yaklaştı… Evlilik için hazırlıkları son gaz devam eden çiftler eksikleri gidermek için koşuşturuyor. Her çift, hayatlarının belki de en önemli günü olduğu için düğün fotoğraflarına daha da önem gösteriyor. Çiftlerimizin bu heyecanlı ve özel günlerinde akıllarında oluşan; “Düğün fotoğrafçısını nasıl ve neye göre seçelim? Fotoğraf çekimi için trend mekanlar nereler? Fotoğraf çekimi sırasında neler yaşanıyor?” gibi sorularını ünlü fotoğrafçı Seda İkizoğlu SON.TV okurları için anlattı.

Fotoğraf çekmeye ne zaman başladınız?

İlkokul çağında barbilerimi giydirip onlara pozlar verdirirdim. 2004 senesinde İtalya’da sanat derslerimiz sırasında tarihi yerleri ve şehri gezerken esas bana yaşama sevinci veren mutlu eden işin fotoğraf çekmek olduğuna inanıp dönüşümde Marmara Üniversitesi Fotoğraf Bölümüne girerek profesyonel anlamda fotoğrafçılığa adım atmış oldum.

Neden düğün fotoğrafçılığı?

Belgesel ve portre fotoğrafçısı olarak aslında her çekim ayrı bir hikaye anlatıyor. Her hikaye ayrı duygular yaşatıyor. Bu da bana kendi dünyamdan sıyrılıp yaşama sevinci ve mutluluk veriyor. Ben düğün fotoğrafçısı yerine başarılı bir belgesel ve portre fotoğrafçısı olmaya çabalıyorum.

Düğün günü gelin çekimi yapmak ise sadece fotoğrafçılık değil, gelinin nedimesi arkadaşı olmak gibi. O günü, hayalleri, mutluluk, telaş ve bazen hüznü birlikte yaşamak gibi. Zaten eğer hissederek duyguları paylaşıyorsanız en güzel kareler kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Neden düğün fotoğrafçılığı sorusunu açıklamaktan ziyade aslında günümüzde düğün fotoğrafçılığını tanımlamak gerekli sanırım. Yurtdışından gelen bir akım belgesel tarz düğün çekimleri. Ülkemizde studyo çekimleri şeklinde gerçekleşen düğün fotoğrafçılığı yurtdışından bizi etkileyen belgesel tarz akımlarla kendine has bir çizgiye ulaşmış durumda.

Dış mekan çekimi diye adlandırılan çekim eski tarz studyo çekimlerinin bahçelere taşınmış hali diyebiliriz. Yine poz vererek yapılan bir kaç saatlik çekimlerdir. Esas belgesel düğün fotoğrafçılığı ise poz verdirmeden günün hikayesini en doğal anlarıyla fotoğraflayabilmektir. Ülkemizde bu iki akım harmanlanmış durumda.

Gelin damat adayları size nasıl başvuruyorlar?

Cep telefonumdan veya email ile düğün tarihlerini iletiyorlar. Aynı gün stres yaşamamak ve risk almamak adına farklı bir gelin çekimi kabul etmediğimden öncelikle o tarihte uygun olup olmadığımı kontrol ediyoruz. Sonrasında düğün günü programına göre nasıl bir çekim yapılacağıyla ilgili görüşüyoruz.

Gelin ve damadın mutlaka heyecanları oluyordur, onları sakinleştirmek için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Öncelikle onlardan fotoğraf çekimi yapıldığını unutmalarını istiyorum. Poz vermemelerini, doğal akışıyla düğün günü heyecan ve sevinçlerini yaşamalarını… Farklı bir günde konsept bir dış çekimde ise hayallerini yaşamalarını… Bu sayede bir nebze de olsa çekim heyecanı ortadan kalkıyor. Fotoğraflarda da daha doğal ve güzel kareler oluşuyor. Bu sayede de gerçek anlamda hikaye çekimi yapılmış oluyor. Seneler sonra sadece ne kadar güzel çıkmışım demek yerine o günün her saniyesi tekrar yaşanıyor.  Fotoğrafları işlerken bile ben bir bakıyorum yüzümde kocaman bir gülümseme belirmiş. Bazen de gelinin aileyle vedalaşırken çekilen bir kareyi işlerken tatlı bir hüzün…

Fotoğraf çekimleriniz bir kurgu üzerine mi yoksa doğaçlama mı yapıyorsunuz?

Gerçek anlamda belgesel çekimde kurgu yapılmaması gerekiyor. Burada amaç o gün yaşanılan tüm anları doğal halleriyle müdahale etmeden ölümsüzleştirebilmek. Gerçek yaşanılan bir hikayeyi fotoğrafçı gözüyle aktarabilmek.

 Fakat şu da bir gerçek ki ülkemizde eski tarz studyo fotoğrafçılığı etkileri de hala devam etmekte.  Yani sıkça rastladığımız 2 saatlik dış mekan çekim paketleri bu eski tarz studyo çekimlerinin park ve bahçelere taşınmış halidir diyebiliriz.

Geçiş dönemi dediğim bu süreçte geleneksel ve belgesel tarz harmanlanıyor ve ortaya ülkemize has bir tarz ortaya çıkıyor. Yani sabah hazırlıklarla başlanan hikaye çekimine poz verilerek çekilen geleneksel tarz da ekleniyor. Dış mekan çekimi dediğimiz bu aşamada konsept gelinin hayalleriyle şekillenerek kurgusal çekim yapılıyor. 

Ben belgesel düğün fotoğrafçısı olarak dış mekan çekimi isteyenlerde de yine kuaförde başlayıp mekana geçtiğimizde gezmeye gelmiş gibi düşünmelerini mekanın tadını çıkarıp eğlenmelerini istiyorum. Bu şekilde kurguladığımız konsepti de yaşarken yeni bir hikaye oluşmuş oluyor.

Düğün fotoğrafı çekerken nelere dikkat edilmeli ?

Öncelikle düğün günü tekrarı olmayan bir gün. Senelerce belki hayalini kurup hazırlıklarını yapıp ortaya çıkarılan koca bir hayal ve bunların fotoğraf ve videolarla ölümsüzleştirilmesi. Risk almamak gerekiyor. Bunu sağlamak içinde en önemlisi aynı güne ikinci bir çekim Kabul etmiyorum. Çünkü o gün aksilikler de yaşanabiliyor programımız yer ve saatleri değişebiliyor.

İkinci önemli nokta ise yeterli ekipmanla çekime başlamak ve teknik bilgiye sahip olmak. Çünkü eski tarz studyo çekimleri gibi sabit pozlar ve ışık koşulları yerine her an farklı ışık koşulları oluyor. Gerçek bir hikaye içerisinde bir saniye durup tekrar kahkaha atar mısınız yada tekrar duygulanıp ağlar mısınız diyemiyorsunuz. Her koşulda seri şekilde çekiminizi gerçekleştirmeniz gerekiyor.

Dış mekan mı stüdyo mu?

Hava şartları kötü de olsa studyo da fon önünde çekim yapmaktansa kapalı bir mekan seçip yine hikaye tarzı çekimler gerçekleştirmekten keyif alıyorum. Zaten mekanlarda gerekli ekipmanlarla studyo ortamı yaratılıyor.

Düğün fotoğrafçısı olmak istiyorum diyerek bu yolda yürümeyi düşünen arkadaşlarımıza tavsiyeleriniz neler olabilir?

Teknik bilgiye sahip olmaları gerektiğini ve gerekli ekipmanları sağlamalarını, bu işe ticari bakmak yerine duygusal yaklaşıp kendi yakınları evleniyor gibi düşünmelerini tavsiye ediyorum yeni başlayanlara. Çünkü ancak bu şekilde doğal, estetik ve güzel kareler yakalayabilirler. En önemli şey çekim sonrası gelin fotoğrafları gördüğünde hayal kırıklığı yaşatmamak. Çünkü tekrarı olmayan bir gün ve çiftler size güveniyor.

Çekimleriniz sırasında hiç unutamadığınız bir anınız var mı ?

Bir keresinde gelinin makyajı gerçekten başarısız olmuştu. Saçında da problem yaşıyordu. Damat da gelirken lastikleri patlamış geç kalacak. Ağlamaya başladı. Israrla böyle güzel oldu diyen bir makyöz ve bir türlü saçı istediği gibi yapamayan bir kuaför. Tam bir kabus. Ben de bi dönem estetisyenlik ve güzellik uzmanlığı kursuna katılmıştım. Dayanamayıp fikir vermeye başladım. Bir baktım ki makyajı yapıyorum, Bir elimde makinem diğer elimde saç maşası darken hazırlıklar tamamlandı. Kuaför ve makyöz bana karşı tavır almış olsalarda sonunda gelinimiz mutluydu.

Mekan seçimi nasıl oluyor?

Çekim eğer düğün günü gerçekleşiyor ise rahat ve sağlıklı bir çekim gerçekleştirebilmek için önerim trafikte bunalmamak ve zamanında programımıza yetişebilmek adına yakın olan herhangi bir mekanda olabilir.

Eğer farklı bir günde konsept dış mekan çekimi şeklindeyse zaman problemi yaşamadığımızdan çiftin hayallerine uygun bir mekanlar.

Tüm bunları çekim gününden once çiftlerle karşılıklı konuşarak planlıyoruz. Düğün günü programlarını öğrendikten sonra beğendikleri fotoğrafları hazırlamalarını istiyorum gelinlerden. Bu şekilde ben de çiftin beklentilerine göre tavsiyelerde bulunabiliyorum.

Evlenecek çiftler nasıl fotoğrafçı seçmeli?

Bu üç aşamalı bir süreç, yani düğün günü çekimleri belgesel veya konsept çekimler. Sonrasında en önemli ve gözden kaçırılan bir aşama retouch, yani o fotoğrafların işlenmesi ve üçüncü aşama album tasarımı.

Ben evleniyor olsam ve fotoğrafçı seçmem gerekse öncelikle fotoğraflarının benim zevkime hitap ediyor olmasına dikkat ederim. Çekim günü sadece bana ayırıp bizzat kendisinin geliceğinden emin olurum. Birçok fotoğrafçı aynı güne birçok gelini Kabul edip çekimlere asistanlarını yollayabiliyor.

Daha sonra fotoğraflarda gerekli rötuşların yapılıp yapılmadığına bakarım. Günümüzde birçok fotoğrafçı fotoğrafları ham şekilde teslim ediyor. Bunu teknik bilmeyen bir kişi en basit şekilde ciltteki kusurlara bakarak anlayabilir. Günümüz fotoğraf makinaları o kadar net çekiyor ki bir bebek çekiminde bile bazen gözenekler olduğundan fazla çıkıp düzenleme gerekebiliyor.

Bir de çekilmiş bir çiftin birkaç pozu yerine çekimin genelinde tüm fotoğrafların güzel olup olmayışına bakarım sanırım. Tabi album satın alınıyor demosunu da görmek isterim. Piyasada o kadar çok ucuz ve kalitesiz üretilen albümler varki.

Düğün günü mü yoksa ayrı bir günde mi çekim yapılmalı?

Bu tamamen kişiye özel bir seçim.

Tavsiyem her zaman doğal olandan yana. Burada önemli olan düğün günü akışına gore dış mekan çekimine ayrılan zaman eğer kısıtlı ise ve gelinin hayallerinde belirli konseptlerde pozlar varsa farklı bir günde çekim yapılmasını öneriyorum. Örneğin saç  provası yapıldığı bir gün hazırlanarak doğa içerisinde bir peri kızı gibi ya da bir sarayda sultan gibi ya da şehrin içinde eğlenceli pozlarla çekim gerçekleşebilir. Serbest bir günde hem bol zamanımız oluyor hem de stres yaşanmadan hayaller gerçek olabiliyor. Yine kendi tarzımla poz verdirmek yerine kendini sultan yada peri kızı gibi düşün ve bunu yaşa diyerek gelini poz verme stresinden uzaklaştırıyorum. En önemli sebebi kişilerin profesyonel bir model değil gelin olmaları.

Düğün günü çekimlerinde ise her nekadar dış mekan çekimini 1-2 saat de olsa gerçekleştirsek de ağırlıklı kareler doğal pozlar günün hikayesi oluyor.