SON TV

O dergide yayınlandı… Hakim ve Savcıları yakından ilgilendiriyor…

Ankara Batı Adliyesi tarafından hazırlanan “Batı Adalet” dergisinin 9.sayısı yayınlandı. Dergide Hakim ve Savcılar hakkında yürütülen disiplin soruşturması ve kovuşturma süreciyle ilgili önemli bilgiler de yer aldı. Hâkimlerin ve savcıların disiplin sorumluluğu, iş ve işlemlerinde, bazen günlük yaşantısında, suç niteliği taşımasa bile hukuka veya meslek onuruna uygun kabul edilemeyecek fiillerinden dolayı idare hukuku esaslarına göre bir disiplin cezasına mahkûm edilebildiği belirtildi.

O dergide yayınlandı… Hakim ve Savcıları yakından ilgilendiriyor…

Ankara Batı Adliyesi tarafından hazırlanan “Batı Adalet” Dergisinin 9.sayısı yayınlandı. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse derginin yayınlandığını sosyal medya hesabından duyurdu. Karaköse, “Dergimizin 9.sayısını değerli okuyucularımızla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimizin hazırlanmasında yazılarıyla, fikirleriyle, desteğiyle ve emeğiyle katkı sunan herkese sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım” mesajını paylaştı.

 

SUÇ OLMASA BİLE MESLEK ONURU VURGUSU

Dergide Kahta Hakimi Gamze Kaymaz Hakim ve Savcıların disiplin soruşturmasıyla ilgili önemli bir yazı da kaleme aldı. Hâkim ve savcılar hakkında ihbarın, şikâyet üzerine veya düzenli incelemeler neticesinde disiplin suçu olarak değerlendirilebilecek eylemlerinin tespiti halinde bu durumun HSK 1. Dairesine bildirildiğini belirten Kaymaz, Hâkim ve savcıların hukuka aykırı fiillerinden dolayı sorumluluğunun, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunun altını çizdi. Kaymaz, “Hâkimlerin ve savcıların disiplin sorumluluğu, iş ve işlemlerinde, bazen günlük yaşantısında, suç niteliği taşımasa bile hukuka veya meslek onuruna uygun kabul edilemeyecek fiillerinden dolayı idare hukuku esaslarına göre bir disiplin cezasına mahkûm edilebilmeleridir” dedi.

 

İşte Hakim Gamze Kaymaz’ın kaleme aldığı o yazı :

2802 sayılı Kanun’un 97. maddesine göre: “Belli bir konuyu içermeyen veya somut delile dayanmayan, başvuru sahibinin adı, soyadı, imzası ile iş veya yerleşim yeri adresi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bulunmayan, daha önceden şikâyet konusu yapılıp sonuçlanan hususlarda yeni delil içermeyen, kanun yollarına başvuru sebebi olarak ileri sürülebilecek veya hâkimlerin yargı yetkisi ve takdiri kapsamında kalan hususlara ilişkin bulunan, akıl hastalığı sebebiyle vesayet altına alınanlar ile henüz vesayet altına alınmamış olmakla birlikte bu hastalığa düçar oldukları sağlık kurulu raporu ile belirlenenlerce verilmiş olan, ihbar ve şikâyetler işleme konulmaz, ancak başvuru sahibinin kimliği belli olmayan ihbar ve şikâyetlerin somut delillere dayanması durumunda, konu hakkında gerekli araştırma ve inceleme yapılır”. Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2 Nolu Genelgesi’nde hâkim ve savcılarla ilgili ihbar ve şikâyetler üzerine, inceleme ve soruşturma işlemlerinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine dair usuller düzenlenmiştir. Bu genelgeye göre HSK 1. Dairesi tarafından ihbar veya şikâyetin bildirilmesi üzerine “inceleme izni” ya da “soruşturma izni” verilmektedir. HSK 1. Dairesi, bildirim üzerine, “ihbar veya şikâyetin işleme konmamasını” teklif ederse HSK Başkanı’nın oluru ile evrak işlemden kaldırılır. İnceleme izni teklif edilirse HSK Başkanı’nın oluru ile HSK müfettişi veya muhakik atanır, deliller toplanır. Bu süreçte ilgili hâkim savcının savunması alınmaz. Deliller toplandıktan sonra “inceleme fezlekesi” düzenlenir, sürece ilişkin düşünceler yazılarak evrak HSK 1. Dairesine gönderilir.1 HSK 1. Dairesi, inceleme fezlekesinin gündeme alınmasından sonra “soruşturma izni” teklif ederse işlem HSK Başkanı (Adalet Bakanı)’nın oluruna sunulur. Başkan olur verirse evrak muhakkik veya müfettişe bu kez soruşturma için gönderilir. Soruşturmaya başlandığı, bir yazıyla ilgili hâkime veya savcıya tebliğ edilir. Bu yazıda hangi eylemlerinin soruşturmaya neden olduğunun açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Bu süreçte muhakkik veya müfettiş ilgili hâkim-savcının savunmasını alır, toplanacak başka deliller varsa toplar ve “soruşturma fezlekesi” düzenler. Bu soruşturma fezlekesi HSK 1. Dairesine gönderilir, oradan HSK 2. Dairesine intikal ettirilir. Hâkim ve savcı hakkındaki disiplin soruşturmasına şikâyet üzerine başlanmış ise, soruşturma sırasında şikâyetten vazgeçilmiş olsa dahi soruşturma durmaz ve devam eder. Soruşturma başladıktan sonra belirli bir masraf yapılmış, müfettiş görevlendirilmiş ise bu şikâyetin haksız olduğunun anlaşılması halinde sorumlu kişilerden bu masraflar tahsil edilir. Disiplin cezasını gerektirecek mahiyette olan ihbar ve şikâyetin kötü niyetle yapıldığı veya delillerin uydurulduğu anlaşılan hallerde, mahkemece yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmakla birlikte 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinin 1. fıkrasında yazılı ceza hükmolunur. Şu kadar ki bu konuda kovuşturma yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Ceza hukukunda geçerli soruşturmanın gizliliği ilkesinin disiplin soruşturmasına uygulanması konusunda açıkça hüküm bulunmasa da uygulamada bu ilkenin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim delillerin yanında ilgilinin itibarının korunması açısından da soruşturmanın gizliliği önem arz etmektedir. Hâkimler ve savcıların suçlarına iştirak eden kişiler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler. Soruşturmaları da birlikte yürütülmektedir.

Soruşturmaya başlandıktan sonra 2802 sayılı Kanun’un 71. maddesine göre, hâkim ve savcılar hakkında, savunmaları alınmadan disiplin cezası verilemez. Disiplin sürecinde iki ayrı aşamada savunma alınması söz konusudur. Soruşturma sırasında ilgilinin savunması müfettiş tarafından alınır, ayrıca dosya disiplin cezası verilmek üzere HSK 2. Dairesinin önüne gelmişse ve eylemlerin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediği konusunda değerlendirme yapılacaksa ilgili hâkim-savcıya tebligat çıkarılarak 3 günden az olmamak üzere süre verilerek son savunması istenir. Soruşturmayı yapan müfettişin ve HSK 2. Dairesinin verdiği süre içerisinde veya belirlenen bir tarih söz konusu ise bu tarihin geçmesiyle savunma yapmayan ilgi hâkim savcı, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. 3 günlük süre alt sınır olup daha fazla süre verilmesi de mümkündür. Devlet Memurları Kanunu’nda savunma süresi yedi gün olarak düzenlenmiştir. 3 günlük sürenin yeterli olup olamayacağı isnat edilen eylemlerin niteliğine göre değişeceğinden, adil bir soruşturma için yeterli bir savunma süresinin verilmesi gerekmektedir. Disiplin soruşturmasına ilişkin uygulamada, HSK tarafından, hâkimlere ve savcılara savunma yapması için 10 günlük süre verilmektedir.4 Disiplin soruşturmalarında toplanan deliller HSK tarafından dosya üzerinden duruşmasız incelenir. Toplanmış deliller dosya üzerinden incelenerek, soruşturma raporunda yer alan hususlara göre işlem tesis edilmektedir.5 Bu nedenle savunmanın tüm deliller

toplandıktan sonra alınması ve dosyadaki tüm iddialar kapsamında savunma yapılmasının sağlanması önemlidir. HSK 2. Dairesince alınan son savunma bu açıdan önem taşımaktadır. Savunma alındıktan sonra yeni bir delilin ortaya çıkması halinde yeniden savunma alınıp alınmayacağı da önem arz etmektedir. Eğer ortaya çıkan delil önemliyse ve ilgilinin aleyhine olacak şekilde karara etki ediyor ise o zaman bu delile karşı da ek savunma alınması adil yargılanma için gereklidir. HSK 2. Dairesine gelen disiplin dosyası “yeni dosya” veya “soruşturma izni üzerine gelen dosya” olarak adlandırılır. Dosyanın gündeme alınarak görüşülmesi üzerine, disiplin cezasını ve ceza kovuşturmasını gerektirmediğine kanaat getirilirse “işlemden kaldırma” kararı verilir. Soruşturmada eksiklik görülürse, eksikliğin giderilmesi için HSK 1. Dairesine dosya tevdi edilebilir. Eylemin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediği konusunda değerlendirme yapma yoluna gidilecekse ilgiliye tebligat çıkarılarak 3 günden az olmamak üzere süre verilerek son savunması istenir. Son savunmanın istendiği aşamada dosyada ceza kovuşturmasını gerektiren bir eylem olduğu kanaatine varılırsa aynı zamanda “kovuşturma izni” verilerek dosya ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına iddianame düzenlenmek üzere gönderilir. 2802 sayılı Kanun’un 89. maddesine göre “Cumhuriyet başsavcısı 5 gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanun’da yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.” İlgilinin savunması geldikten sonra bu dosyada kovuşturma izni verilen bir soruşturma maddesi varsa bu madde yönünden “kovuşturma sonucunun beklenmesine” karar verilebilir. Bir dosyada birden fazla soruşturma maddesi veya iddia konusu varsa bunların bir kısmına kovuşturma izni verilebilir. Böyle durumlarda söz konusu iddialar ayrılarak farklı gündemlerde alınabilir bir kısmı hakkında karar verilirken, kovuşturma izni verilenler hakkında kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilebilir. Bu husus zamanaşımı hükümleri açısından önem arz etmektedir. Nitekim ayrıca ceza kovuşturması yürütülen fiiller hakkındaki zamanaşımı süresi uzunken, diğer disiplin suçları bakımından zamanaşımı süreleri daha kısadır. HSK 2. Dairesi, soruşturma tamamlanıp savunma alındıktan sonra karar aşamasına geçer. Bu aşamada tüm dosyadaki delilleri inceler ayrıca sözlü savunma almaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, karar merciinin ilgili hâkim-savcıyı sözlü olarak dinlemesi; savunma hakkının etkin olarak kullanılması, hakkındaki iddialara karşı açıkça ortaya koyabilmesi, çelişkili olabilecek durumların giderilmesi, önemli noktalara dikkat çekilmesi açısından önemlidir. Bu nedenle sözlü savunmanın alınmaması bir eksikliktir. Ancak sözlü savunma alınarak karar verilmesi konusunda da yasal bir engel bulunmamaktadır. Karar merciinin istediği zaman ilgiliyi karar vermeden önce dinlemesi sözlü savunma uygulamasını getirmesi mümkündür. HSK 2. Dairesince, ilgilinin savunması geldikten sonra eylemin disiplin cezasını gerektirmediği kanaatine varılırsa “ceza tayinine yer olmadığına” karar verilir. Disiplin cezası gerektirdiği kanaatine varılırsa 2802 sayılı Kanun’un 63 ve devamı maddelerinde sayılan disiplin cezalarından biriyle cezalandırılmasına karar verilir. İkinci daire tarafından karar, görevli müfettiş, soruşturmayı yapmakla vazifeli hâkim ya da savcıya verilen tanık ifadeleri ve düzenlenen soruşturma raporunda deliller ve diğer bilgilerin dosya üzerinden değerlendirmesi yapılarak verilmektedir. 7 6087 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre: “HSK 2. Dairesi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alır.” Önce usule ilişkin daha sonra da esas ilişkin konular oylanır. Görüşülen konulara ilişkin tutanaklar hazırlanır, kararlar yazılır. Kararın gerekçesinin karar tarihinden itibaren 15 gün içerisinde yazılması gerekir. Disiplin cezalarından uygun görülenler, kişisel bilgilere yer verilmeksizin HSK’nın internet sitesinde de yayımlanır.

SONTV-ÖZEL