SON TV

Tekrar darbe olabilir mi? İkinci analiz!

Tekrar darbe olabilir mi? İkinci analiz!

15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana sorulan ve Rusya Siyasi Bilgiler Merkezi Direktörü Aleksey Muhin tarafından tekrar ortaya atılan “İkinci bir darbe girişimi olabilir mi?” sorusunun cevabını TSK geçmişi olan kaynaklara dayanarak araştırdı.

İşte bu araştırmanın sonucu!

Bir önceki yazımızda Rusya Siyasi Bilgiler Merkezi Direktörü Aleksey Muhin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ Terör Örgütüne yönelik temizlik yapmasına rağmen, kalan ABD destekli Darbeci kalıntıları ile 15 Temmuz girişiminin tekrarlanabileceği iddiasında bulunduğunu yazmıştık.

BİR ÖNCEKİ YAZI İÇİN TIKLAYIN!

Bu iddiadan yola çıkarak FETÖ’nün bir daha darbe yapıp yapamayacağını ve ileride olabilecek bir kalkışmanın ihtimalini, Türkiye’nin geçmişinde yaşadığı diğer Darbelerden alınan derslere bakarak değerlendirdik. FETÖ’nün, ABD için Taliban gibi günü geldiğinde harcanacak sarf malzeme olduğunu ve asıl tehlikenin geçmişte olduğu gibi Mandacı zihniyette olduğunun üzerinde durduk. Son olarak ise hapiste bulunan FETÖ üyelerinin Hükümete karşı dik durmalarının sebebinin, ABD’nin Türkiye’deki tüm Darbe girişimlerinde kullandığı ve “Bizim Çocuklar” diye nitelendirdiği Mandacılar tarafından kurtarılma umutlarının olduğunu yazmıştık. Bu yazımızdan 15 Temmuz gecesi yapılanlardan daha çok yapılmayanlar üzerinde durarak Aleksey Muhin’in iddiasını irdeleyeme devam edeceğiz.

Rusya Siyasi Bilgiler Merkezi Direktörü Aleksey Muhin

DERS ALDIK MI?

15 Temmuz Kalkışmasından ders aldık mı? Bir konudan ders almak için illaki başarısız olmak gerekmez. Türk Milleti 15 Temmuz Kalkışması sırasında üzerindeki narkozdan kurtulmuş, DNA’sının fabrika ayarlarına dönmesi sonucunda Kalkışmayı bastırmış ve mücadeleden alnının akıyla çıkmıştır. Ama unutulmaması gereken Türk Milletinin başarısının arakasında, FETÖ Kalkışmasının planladığı tarih ve saatte yapılamadığı için zamanlamasının bozulmasının da çok büyük etkisi olduğudur.

FETÖ otuz yıl boyunca TSK içinde sinsice takiyye yaparak büyümüştür. FETÖ üyeleri gözleri ile namaz kılmış, eğlence gecelerinde dansözle oynarken ellerinden rakıyı düşürmemişlerdir. Kendilerini deşifre ihtimaline karşı açıktan namaz kılan, eşi başörtülü olan diğer tarikat üyelerini ve dinini yaşamak isteyen personeli FETÖ’cü diye TSK’dan ihraç ettirmişlerdir. Bu otuz yıllık sürece bakıldığında TSK’yı yöneten ve başı örtülü diye askerlerin annelerini yemin törenine almayan komutanların, annelerin başörtüleri ile uğraşmak yerine TSK içinde ki yapılanmayı çözmeleri gerekip gerekmediğini düşünmeden de edemiyoruz. FETÖ’nün TSK içinde yapılanmasının fark edilememesine ihanet demesek bile, gaflet, dalalet veya boş bulunma olup olmadığını okuyucularımıza bırakıyoruz.

12 SAAT MİLLETİNİ BOMBALADI

15 Temmuz gecesi FETÖ’nün uçakları tam 12 saat boyunca Türk Milletini bombalamışlardır. Türk Milletine yapılan bu saldırıya yurt dışından ve içinden anında karşılık verilebilinir miydi?

Ä°lgili resim

NATO 51’nci maddesine göre; NATO üyelerinden birine saldırı olduğunda NATO üyesinin veya üyelerinin otomatik olarak bu saldırıya karşı durması gerekmektedir. Maalesef NATO Ülkeleri Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın ve TBMM’nin 12 saat boyunca bombalanmasını seyretmiştir. Bu zaman zarfı içerisinde en azından bir Ültimatom yayınlayarak, Darbecilere Türkiye Demokrasisine saldırılarını durdurmaları konusunda ikaz edebilirlerdi. Ancak NATO 51’inci Madde gereğini yapmayarak, sessiz kalmıştır.

Yurt içinde ise Darbecilere müdahale etmesi gerekenler, Türk Milletinin bombalanması karşısında silah ile karşılık vermek yerine önce sessiz kalmışlar, daha sonra yazılı veya sözlü emir beklemişlerdir. Uluslararası Kendini Koruma Çatışma Kurallarına göre; bir personel veya birlik hayati tehlike altında kaldığında veya kalma ihtimali olduğunda hiçbir üstüne sormadan silah kullanma hakkına sahiptir.

EN BÜYÜK SORU İŞARETİ

Silah kullanan personel veya birlik en kısa zamanda bunu üst makama bildirmelidir. Dünya tarihinde Türk Halkının ve Başkentinin bombalaması gibi insan hayatını tehlike sokan ve Uluslararası Kendini Koruma Çatışma kuralını uygulanmasını gerektirecek çok az olay olmuştur. 11 Eylül’de ABD Ticaret Merkezine intihar saldırısı oldu diye silah taşımayan sivil uçaklar tereddüt etmeden düşürülmüştür. ABD bölgesel denebilecek bir olayda silahsız uçaklara karşı silah kullanmıştır. 15 Temmuz’da Türkiye’de ağzına kadar silah yüklü savaş uçakları, Ülkenin tümünün hayatını tehlikeye soktuğu bir olayda, yerde bulunan diğer uçaklara kalk ve vur emri verilmeyip, “Kendini Koruma Çatışma Kuralının neden devreye sokulmadığı?” zihinlerde kalan en büyük soru işaretidir.

Uluslararası Kendini Koruma Çatışma Kuralı görmezden gelinse bile, Türkiye Cumhuriyetinin, Demokrasisinin ve Türk Milletinin tehlikeye düştüğü anda her kamu görevlisinin harekete geçmesi zorunluluk değil midir? Türk Milletinin bağımsızlığı ve can güvenliğinin tehlikeye düştüğü 15 Temmuz gecesi her kamu görevlisi karşı fiili, yazılı ve sözlü hareket başlatmak zorunda değil miydi? Harekete geçmeyen her kamu görevlisi ise kanunlar karşısında suçlu duruma düşmüş müdür? 15 Temmuz gecesi kahraman Polis Amirleri karşı harekete geçmiş ve hiçbir emir beklemeden Türk Halkına karşı silah kullanan teröristlere karşı kendini Koruma Çatışma Kuralı çerçevesinde silah kullanmıştır.

darbe ile ilgili görsel sonucu

FETÖ’NÜN İNİ…

15 Temmuz’da FETÖ’nün ini Akıncı Üssü ve FETÖ’nün silahları da buradan kalkan uçaklar olmuştur. Yukarıda açıkladığımız üzere uluslararası çatışma kurallarına ve ülkenin bağımsızlığının korunmasına yönelik kamu görevlilerine düşen sorumluluk kapsamında; Akıncı Üssüne ve Akıncı Üssünden kalkan uçaklara karşı silah kullanmak kanuni bir zorunluluk değil miydi? 15 Temmuz gecesi teröristlerin uçurdukları tüm F-16 uçakları silahlıydılar ve silahlarını Türk Milletine doğrultmuşlardı. Silah Yüklü F-16’ların, Türk Milletine silah doğrultma zamanı saat 21.30 ve sonrasıdır. Akıncı Üssünün vurulma zamanı ise 16 Temmuz sabahı saat 09.30’dur.  Tam 12 Saat boyunca Akıncı üssünden kalkan Uçaklar Türk Milletinin vatandaşlarını katletmişlerdir. 15 Temmuz gecesi gazi polisler “Bu uçaklar bombalamayı ne zaman kesecekler, yaralı ve şehitlerimizi alamıyoruz” feryatları hala kulaklardadır. Akıncı Üssünün ve buradaki katil pilotların 12 saat sonra, uçacak yakıtları, atacak bombaları kalmadıktan sonra bombalanarak durdurulmaları normal bir reaksiyon zamanı mıdır?

Hava Kuvvetlerinde mevcut komuta kontrol zincirinin, teröristlerin İstanbul’da düğünden komuta katını kaçırarak tahliye etmesine kadar korunduğunu ifadelerinden okuduk. Düğünde bulunan komutanlar kanunsuz kalkışlardan sonra adeta bir hava harekât merkezi kurmuşlardır. Düğün harekât merkezinde, diğer harekât merkezlerinde ve o akşam herhangi bir meydanda bulunan komutalara sorumuz “Kendini Koruma Çatışma Kuralları gereği hayati tehlikenin olduğu bir ortamda karşı tarafa yönelik uçak ve silah kullanılması gerekmez miydi?” Diyelim ki FETÖCÜ’lerin silah kullanacakları anlaşılamadı. (Veya güvenilecek pilot bulanmadı yazmıyoruz. Çünkü bu durumda güvenilmeyen pilotlara “FETÖCÜLERE” çok daha önceden müdahale etmeleri gerekirdi). Düğün Harekât Merkezinde MAK Timlerinin saat 00.13’te düğüne gelmesine kadar Hava Kuvvetlerinde emir komuta zincirini korunmuştur. Saat 23.18’de Gölbaşı Havacılık Dairesi vurulmuştur. Polislere Saat 23.18 atılan bombadan, MAK Timlerinin düğüne geliş saati olan 00.13’e kadar yaklaşık 1 saat zaman içerisinde vur emri vermek için gerekli zaman yok muydu? Hadi hata yapıldı, vur emri verilmedi. Saat 21.30’dan, saat 0013’e kadar herhangi bir televizyona çıkıp, ”Hava Kuvvetleri Kalkışmanın içinde değil, bu uçakları uçuranlar teröristtir” diyecek kadar damı zaman yoktu?

Akıncı Üssü darbe ile ilgili görsel sonucu

Türk Milletinin hayatı tehlikeye girdiği bir durumda komuta katında baştan başlayarak, aşağı doğru karşı hareketin yapılması emrini verme sorumluluğu; düğünde veya Türkiye’nin başka bir yerinde bulunan sıralı olarak aşağı doğru komuta heyetinde değil midir? Diyelim ki düğündeki komuta heyeti şoktaydı. Ya diğer harekât merkezlerinde, üslerde ve meydanlarda kalan komuta heyetinin insiyatif alarak saat 00.30’dan saat 09.30 kadar beklemeleri normal midir? 15 Temmuz gecesi ve şu anda görev yapan komutanlarımızdan biri çıkıp Hava Kuvvetleri bu işin içinde değil diye açıklama yapsa, uçakları uçuran bakım personeli uçakların kalkışına yardım eder miydi, izin verir miydi? Darbeciler sabaha kadar Türk Milletini Bombalayabilir miydi?

ÜÇÜNCÜ YAZI GELECEK

Bu yazımızda 15 Temmuz girişimi esnasında yapılmayanları değerlendirerek, Rusya Siyasi Bilgiler Merkezi Direktörü Aleksey Muhin’in Türkiye’de 15 Temmuz tekrarlanabilir iddiasının ne kadar doğru olduğunu irdelemeye çalıştık. Bu konudaki üçüncü yazımızda 15 Temmuz sonrası yapılanlar ile Aleksey Muhin’in iddiasını değerlendirmeye devam edeceğiz.

BİR ÖNCEKİ YAZI İÇİN TIKLAYIN!