SON TV

Varis nedir? Nasıl tedavi edilir?

Varisler kadınların korkulu rüyası. Bu sağlık sorunu estetik açıdan da büyük bir problem! Kadınlarda da erkeklerden daha çok görülüyor. Tedavi edilmediğinde ise önemli bir sağlık sorunu olarak hayatı etkiliyor. İşte varisten kurtulmanın yolları...

Varis nedir? Nasıl tedavi edilir?

Op. Dr. Orhan Rodoplu, varislerin özellikle kadınların korkulu rüyası olduğunu, bir estetik problemi olarak varisler de kadınlarda erkeklerden daha fazla görüldüğünü belirtti. Tedavi edilmediğinde ise önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıktığını belirten uzman doktor, varislerin tedavisi için çeşitli yöntemler bulunduğunu söyledi.

Bu noktada Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, varis tedavisi konusunda bilgiler verdi. Varisin bir damar hastalığı olduğu ve kanı akciğer ve kalbe taşıyan toplardamarların ilerletici bir şekilde genişlemesinden oluştuğunu belirtti. 20-35 yaş arasında yüzde 30, 55-65 yaş arasında ise yüzde 50 oranlarında görüldüğünü söyledi. Hastaların büyük bir kısmının varisi önemsemediğini belirten Op. Dr. Rodoplu, ancak yıllar içinde varislerin ilerlemesi sonrası oluşan şiddetli ağrılar sonucu hastaların hekime başvurulduğunu anlattı.

VARİS TEDAVİSİNDE YENİ YÖNTEM

Amerika’da geliştirilen bir yöntemden de bahsetti. Bu yöntemin varis tedavilerinden sonra elastik bandaj ve çorap kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırdığını anlatan Rodoplu, 5 dakikada lokal anestezi ile uygulanabilen yöntemin özellikle zaman sorunu olanlara büyük avantaj sağladığını belirtti: “Amerika’da geliştirilen bizim de ülkemizde kullandığımız Clarivein – Köpükle Püskürtme Tekniğini de kullanmaya başladık. Bu teknik de oldukça konforlu varis tedavi yöntemleri arasında yerini alıyor. En son olarak da yine ABD’de geliştirilen FDA onaylı ‘Vein Sealing System- Yapıştırma’ yöntemini kullanmaya başladık” dedi. Bu yöntemin uygulamasının kolay olduğunu, hastanın hemen sosyal yaşantısına dönebilir” dedi.

10 DAKİKADA VARİSTEN KURTULUN

Op. Dr. Orhan Rodoplu bu yöntemin lokal anestezi ile yapıldığını, işlem sonrası elastik bandaj ve çorap zorunluluğunu ortadan kaldırdığını anlattı: “Çalışanların en büyük sıkıntısı zaman sorunu, bu yüzden öğle tatillerinde hatta çay molalarında dahi bu yöntemi kullanabilirler. İşlem 10-15 dakikada tamamlanıyor. Hamilelikte varis oluşumu artıyor. Doğumdan hemen sonra emzirme dönemindeki kadınlar da bu teknikten faydalanabilir, bebeğe hiçbir zararı yoktur. Yaşlılar da aynı şekilde bu teknikten rahatlıkla faydalanabilirler. Bu yöntemle ayrıca yazın da hastalar tedavi olma imkânı sağlayabiliyor” dedi.

Yara deyip geçmeyin bacağınızdan olmayın!

Şeker hastaları hayatları boyunca kontrollü olmak durumunda kalıyor. Yemesine içmesine ve iğnelerine dikkat etmesi onun için önem arz ediyor. Bir de sağlık probleminden kaynaklı bacaklarında çeşitli yaralar çıkabiliyor. Şeker hastaları için bacaklarında çıkan yaralar ise en önemlileri. Eğer yaraları önemsemezseniz bacağınızdan olabilirsiniz.

Son zamanlarda dünya genelinde şeker hastalığında bir artış gözlemlendi. Türkiye’de bu artışın yaşandığı ülkelerden biri oldu. Tıp literatüründe diyabet olarak adlandırılan şeker hastalığının hastanelik etme olasılığı da çokça. Hayatı boyunca kontrol altında tutulması gereken diyabet hastalarının neleri yapması ya da yapmaması gerektiği konularını işin uzmanına danıştık. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, şeker hastalarının karşılaştıkları problemler, tedavi sürecinde yapılması gerekenler ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Op. Dr. Rodoplu, en başta şeker hastalarının hayatı boyunca yaşadıkları yara problemlerin neler olduğuna dikkat çekti. Şeker hastalarının en çok karşılaştıkları problemin damar tıkanıkları olduğunu söyleyen Op. Dr. Rodoplu, inme 5 kat, kalp damar hastalığı 2-4 kat ve bacak damar hastalığı ise 5 kat daha fazla görüldüğünü belirtti.

AYAK YARASI DEYİP GEÇMEYİN, BACAĞINIZI KAYBETMEYİN!

Ayakta enfeksiyon ve yara gelişiminde damar tıkanıklığı büyük bir rol oynadığını belirten Op. Dr. Rodoplu, her yıl şeker hastalarının yüzde 2 ile 4’ünde ayak yarasının geliştiğini anlattı. Ayak yarası olma riskinin ise yüzde 20 olduğunu ve şekere bağlı ayak yarası ve enfeksiyonunda bacak kesilmesinin oldukça yaygın olduğunun altını çizdi. Bunun da şeker hastaları arasında en korkulan olay olduğunu belirtti. Ayrıca eğer bir bacak kesilirse diğer bacakta yara oluşması ve kesilme ihtimali yüzde 50 arttığını açıkladı. Hatta zamanında müdahale edilmezse kangren-enfeksiyon oluşumuna yol açıp kişinin ölümüne yol açabiliyor.

BELİRTİSİ NEDİR?

Şeker yaralarının zamanında tedavisi bacağı kaybetme olasılığı olduğu için önem arz ediyor. Şeker hastalığının damar hastalığı ile ilgili en önemli belirtisi ise ayaklarda ve ayak parmaklarında oluşan genelde ağrısız yaralar. Bunu morarma, şişme, kızarıklık ve pis kokulu akıntı takip ediyor.

YARA NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Bunun gibi başka belirtileri olduğunu söyleyen Op. Dr. Rodoplu, tedavi için yapılması gereken yöntemleri şöyle anlattı: “Balon ve stent, bypass ameliyatları ve distal bypass gibi yöntemler bulunuyor. İlk olarak şeker hastalarına önerilen damar tıkanıklığının tedavisinde tıkalı olan damarların balon ya da stent ile açılmasıdır. Eğer balon ve stent yapılamıyor ya da yapılmışsa başarısız olmuş ise o durumda bypass ameliyatı uygun olacaktır.”

Op. Dr. Rodoplu, şeker hastalarında rastlanan damar tıkanıklığı tedavisinde yapılması gerekenleri şöyle anlatmaya devam etti: “Damar hastalığı ya da ayağa giden kan akımı düzeltilmeden yaranın iyileşmesi mümkün değil. Buna karşın hastaların önemli bir bölümü yaranın pansumanı, küçük cerrahi girişimler ve çeşitli ilaç tedavileri gibi yöntemlerle vakit kaybediyor. Bu yöntemlerin hiçbirinin ayağa kan akımını artırıcı bypass ya da tıkalı damarları açıcı balon ve stent gibi tedavilere üstün olduğu kanıtlanmamış. Bu nedenle damar hastalığı olan şeker hastalarında öncelikle damar hastalığı tedavisi gereklidir. Tedavi yaranın enfeksiyon durumuna göre planlanır. Eğer ciddi iltihap var ise ilk önce o dokuların temizlenmesi lazım. Ayrıca iltihaplı ve gangrene dokular varsa bu dokuların ortadan kaldırılması da gereklidir. Ciddi zarar veren iltihap kaynağı ortadan kalkar. Birkaç gün veya hafta içinde ise damarları açacak girişimler yapılır. Eğer iltihap çok ön planda değil, kuru yara ya da gangrenler varsa yapılacak olan ilk iş damar tıkanıklığının düzeltilmesidir.”

SABAH

ETİKETLER: