Paşa halka söverken Kent Otel’in garsonları

O yaşlı başlı haliyle İlhan Selçuk da gelmiş. Halkçı yazarımız Nihat Genç’in hazret merhum olduktan sonra döktüğü gözyaşının kulakları çınlasın!

Paşanın yönettiği toplantıda gündem darbe.

Paşamız 27 Mayıs ve 12 Eylül tarzı bir darbede ısrarcı. Karşı olan yok. Yumuşak olsun diyen, yol yordam gösteren var lakin paşamız şahin, dediğim dedik, yani…

Mustafa Balbay dayanamıyor, Paşam diyor, siz ısrar ediyorsunuz da, halk ne der?

Şahinliğini daha da şahinleştiren “memleket evladı” paşamız, halkın ben diyor, bakıyor bayanlar da var toplantıda, gerisini getirmiyor, bırakın halk denen aşağılık kesimi diyor, biz işimize bakalım…

İşlerine bakıyorlar.

Garsonlar da işlerine bakıyor, aşağılık garsonlar, yani halkımızın garson çocukları… Renklerini belli etmeseler de paşanın hışmını ve aşağılamasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar.

İçki servisine devam…

O gün çıkışta, yanılırsak bir sonraki toplantıdan çıkışta, “yargıç” karısıyla birlikte “emin” bir yazarımız Ziya Dayı’nın taksisinde…

Hanımefendi, paşadan aldığı ayağı itina ile sürdürüyor: Yeter bu yobazların, bu dincilerin, bu AKPlilerin yediği, biraz da biz yiyelim. Hilafı yok, cümle aynen böyle!

Taksicimiz halktan ya, o kadar da aşağılık değil canım, ne biçim konuşuyorsunuz Hanımefendi, diyor.

Sıra taksicinin aşağılanmasında… En son, inin arabamdan diyor Ziya Dayı… Bu arada “emin” yazarımız, hanım sen haksızsın diye durumu yatıştırıyor.

Halkın itina ile büyüttüğü, okuttuğu, yemlediği, adam ettiği insanların halka ilişkisi böyle ey sevgili halkım…

Kısa Silivri Tarihi’nin perde arkası notlarından… Darbe günlüğü sayılmaz.


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version