SON TV

Suriye’de insani durum vicdanlara sesleniyor!

Suriye savaşı 3 yılını yaşarken, çaresizlik ve görmezden gelinen “insani durum” her geçen gün tehlikeli bir sürece doğru ilerliyor.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Arap Birliği ve Suriye dostları onlarca toplantı sonucunda Suriye’nin geleceği hakkında bir türlü uzlaşıya varamadı.

Rusya ve İran’ın ilk yıllardaki kararlı, stratejik ve siyasi desteğinden dolayı savaşın uzaması ile birlikte Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez krallıklarının da Müslüman Kardeşler rüzgarının bölgede yeni değişimlere fırsat teşkil etmesini önleme siyasetini ABD, İngiltere ve İsrail’de destekleyince Beşşar Esed rejiminin, Batı kesiminde kalıcı olduğu kanaati her geçen gün daha güçlenmektedir.

Arap devrimlerinin rengi ne Batı’nın ne de Arap krallıklarının hoşuna gitmeyince Mısır’da Müslüman Kardeşlere yapılan operasyon şimdilik başarılı olunca, Suriye direnişi ve siyasi muhalefeti de bundan nasibini aldı.

Suriye direnişi; son 5 aydır her türlü kuşatmaya uğrayarak, maddi, askeri, insani ve siyasi tüm yapılarıyla provoke edilerek, her türlü operasyona tabi tutulmaktadır.

Suriye muhalefetine tepeden dayatılan Ahmet Asi el Carba, Suriye Ulusal Koalisyonu’nu paramparça ederken, Suriye içerisindeki direniş grupları ve Özgür Suriye Ordusu arasında da irtibat ve uyumu tamamen tahrip noktasına getirdi.

Suriye direnişi ve ulusal koalisyon, 12 aydan beri Arap krallıkları ve Batı dünyasının operasyonu ile kilitlenmiş ve direnişin ilerleyen tüm mekanizmaları çaresiz ve durağan bir pozisyona mahkum edilmiştir.

Suriye’de gelinen noktada, Irak’ın üç parçalı haline doğru ilerleyen bir sürece şahit olmaktayız.

Nusayri ve Hıristiyanların yaşayacağı bölge, Sünni, Araplar ve Sünni Kürtlerin yaşayacağı bölgelerin psikolojik iklimi oluşturulmaya başlanmıştır.

Ülkede mevcut durum itibariyle Baas hükümeti ve Suriye Ulusal Koalisyonu geçici hükümeti olarak iki fiili duruma sahip iken şimdi Kuzey Suriye Kürdistan’ı tartışmasına maruz kalınmıştır.

Bu görünen ya da öngörülen siyasi manzara…

İNSANİ DURUM TARİHE ACI VE UTANÇ DERECESİNDE NOT DÜŞÜYOR

Peki, Suriye’de insani durum ne vaziyette, Suriye’de insani durum adeta tarihe acı ve utanç derecesinde not düşmeye devam ediyor.

Suriye’de insani durum, ne Bosna ne Afganistan, ne Çeçenistan ne de Filistin ile kıyaslanacak durumdadır.

Suriye’nin 22 milyonluk nüfusunun yaklaşık 8 milyonu yardıma muhtaç durumdadır…

4,5 milyon insan evlerini terk ederek, Suriye içerisinde yaşam mücadelesi veriyor.

2 milyona yakın insan Suriye’yi terk ederek, başta Ürdün, Türkiye, Lübnan, Irak, Mısır ve Körfez ülkelerinde sığınmacı olarak çadır kentlerde, kamplarda, elverişsiz koşullarda yaşamaya çalışıyor.

1,2 milyon ev bombardıman sonucunda kullanılamaz halde, 350 bin yetim çocuk ve her gün ilaç kullanmak zorunda kalan yüz binlerce çaresiz insan var.

Suriye’nin içinde ve dışında yaşayan bu sığınmacı muhacirlerin; açlık, hastalık ve eğitim durumları tamamen insani yardıma muhtaçtır.

Türkiye’de bulunan yaklaşık 600 bin Suriyeli sığınmacıların, 200 bini kamplarda kalırken 400 bin Suriyeli evlerde kalmaktadır.

Doğu ve Güneydoğu sınır bölgelerinde ikamet eden Suriyeli sığınmacılarımızın gıda, ilaç ve çocuklarının eğitim sorunu maalesef çok zor bir şekilde sivil toplum kuruluşları ve Kızılay tarafından karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu arada Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük göç sığınmacı potansiyeli ile karşı karşıya olduğumuzu unutmamak gerekiyor.

Suriyeli insanların insani yardım ihtiyacı maalesef Uluslararası kurumlarca henüz sağlıklı bir koordineye dönüşemedi.

Bu durum önümüzdeki sonbahar ve kış için çok büyük trajediye dönüşecektir.

Son olarak Suriye’deki insani durum son kez vicdanlarımızı duyarlı olmaya çağırıyor