SON TV

Neşat Ertaş’a dair

Ankara-Kırşehir yolunda Neşet Ertaş’ın cenazesine gidiyoruz.

Çok az insanın ölümünde karşılaştığım bir bulutsu haleti ruhiye içindeyiz..

İçimizde ince ve ılık yağmurlar.

Neşet Ertaş öldü.

O bizim kuşağın dinlediği halk müziği sanatçıları içerisinde en abdal olanı…

En varlıklı halinde bile yoksul…

Çevresi kalabalıklaştıkça yalnızlığı artanlardan.

Neyse o…

Gram şımarmadı.

Tevazuun terazisinden şaşmadı.

Bunu herkes söyler, söylüyor.

Bunda onun fıtratının, mizacının rolü olduğu kadar yoksulluğu taşınır bir değer olarak görmesinin de etkisi olmalı…

Babasının dizi dibinde daha bebek yaşta her türlü mahrumiyet içerisinde el içine çıkma dersleri aldı.

Bir görgü ustasına dönüştü.

Ayağını ve kalbinin ayaklarını topraktan kesmedi.

Gurbeti kaderi ve kederi bildi; o keder bir yazıklanmaya dönüşmedi asla, duyanı bağımlısı kılan, duyanın içinde bereketli bulutlar dolaştıran bir hassasiyet atmosferi oluşturdu.

Eşyanın ve evrenin suyuna giden bir dil geliştirdi, suskun halinde bile…

Hiçbir türküsünü aynı icra etmedi, bu haliyle bile sürekli değişim ve yaratılmaya koşut bir icracı oldu.

Üryan geldi ve üryan gitti.

Adı aklımıza geldiğinde yine o ılık yağmurlar.

Bir yıl öncesi gibi.

Ruhu şad olsun.

YAZARIN SON YAZILARI
Hicret meselesi - 17 Nisan 2014
Paralel devlet gazeli! - 29 Ocak 2014
Baransu’nun bavulu - 17 Aralık 2013
KUZU POSTU MESELİ - 2 Aralık 2013
Dirilten ve Öldüren - 18 Ekim 2013
Tırmık - 9 Ekim 2013
Neşat Ertaş’a dair - 24 Eylül 2013