SON TV

Arakan’da Budist, Afganistan’da NATO katliamı

Myanmar’da yaşayan Arakanlı Müslümanlar, 28 Mart 1942 yılından beri Budistler tarafından taciz edilmiş, din değiştirilmeye zorlanmış, tecavüze uğramış, köyleri yakılmış,yağmalanmış, yüz binlercesi göçe zorlanmış ve bugüne kadar tam 150 bin insan katledilmiştir.

Myanmar’da, Arakan 10 gün evvel Meiktilar Kasabası Mingalar Zayyu köyünde Himayathul İslam Dini Arapça Okulu, Budist bir çete tarafından yakılırken, 28 Müslüman öğrenci ve 4 öğretmen asker ve polislerin gözleri önünde katledildi.

Arakan’da bir yıldır Budist yönetim Müslümanlara yapılan katliamların şiddetini arttırırken maalesef İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Örgütleri’nin gündeminde bu konunun olmaması acı bir durumdur.

Ülkemizdeki sivil toplum örgütlerinin, Arakan’da yaşanan katliamları geçtiğimiz yıl gündeme getirmesi umut vericiydi, fakat diplomatik düzeyde gerçekleşen günübirlik Myanmar ziyaretinin arkası gelmedi ve oradaki Müslüman nüfusa yapılan katliamlar her geçen gün daha da büyüyor.

Afganistan’da ise geçtiğimiz Pazar günü NATO’nun düzenlediği hava saldırısı sonucunda, Kunar vilayetinde 11 çocuk, bir kadın hayatını kaybederken, 5 kadın da ağır yaralandı.

NATO’nun saldırılarında hayatını kaybeden çocukların yaşları 1- 14 arasındaydı. BM, Afganistan’da, NATO’nun son 4 yılda gerçekleştirdiği saldırılarda, 110 çocuğun hayatını kaybettiğini ve 70 çocuğun da yaralanarak sakat kaldığını açıkladı.

Bütün bunların sonucunda, Myanmar’da son bir yıl içerisinde binlerce insanın evleri Budistlerce yakılmak suretiyle göçe zorlanmakta ve dünyanın gözleri önünde katliama uğramaktadır.

Aynı şekilde Afganistan’da, NATO güçlerince 11 yıldır Taliban ile mücadele sürecinde binlerce masum kadın, çocuk katlediliyor, evler bombalanıyor ve insanlar sakat kalıyor.

Myanmar’da Budistler, Afganistan’da Hıristiyan NATO askerleri, Müslümanları katlederken,İslam dünyası bu katliamlar karşısında ne kamuoyu oluşturabiliyor ne de hesap soruyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı, maalesef İslam dünyasının sorunlarını masaya yatırabilecek pozitif bir enerji ortaya koyabilecek, liderlik ve yönetici gücüne sahip olamadı.

İslam dünyası Batı dünyası tarafından saldırıya uğradığı topraklarda çözüm ve barış noktasında, ABD ve BM’üzerinde etkili olamıyor.

Fakat İsrail’in güvenliği ve Batı’nın Ortadoğu’daki siyasi çıkarları söz konusu olduğunda, İslam dünyası Batı tarafından çözüm noktalarına zorlanarak adeta mahkum ediliyor.

Arakan’da Budist yönetim, Afganistan’da NATO katliam yaparken, ne ABD ne BM önemli bir sorun olarak görülmüyor.

Somali’de, korsanlar ve kuraklıktan ölenlerin durumu, dünyanın bir numaralı sorunu olarak gündeme gelebiliyor.

Siyaset adalet için mi ,yoksa ulusal çıkarlar için mi var? Tartışması, yaşadığımız yüzyılın en büyük sorunu olarak bizi gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyor.

Medeniyetler arası diyalog, dinler arası diyalog çabaları, ulusal ve siyasal çıkarların karşısında sadece basit bir özlem şarkısı olarak mı kalacak yoksa..