Gezi Parkı olayları duran adam eylemi ile devam ederken, 79 ilde yapılan gösterilerle de bir şekilde kendi taraftarını ve sloganını oluşturdu.
Bu süreçte, “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganı Avrupa’dan Türkiye’ye, Gezi Parkı’na destek için sokaklara çıkanların ortak sloganı haline geldi.
Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Köln şehrinde toplanan Alevi dernekleri ve hafta sonu Kadıköy’de toplanan Pir Sultan Abdal Derneği, Sivas katliamının 20. anma töreninde de aynı sloganı tekrarladı.
Taksim’de hafta sonu LGTB Derneği’nin de eyleminde, “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” temalı yürüyüş vardı.
Almanya’nın ünlü Der Spiegel dergisi, Gezi Parkı’na 10 sayfa özel Türkçe yayın yaptı.
Alman Yeşiller Partisi Vekili Mehmet Kılıç ise aynı sloganı kullanarak hedeflerinin sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değil aynı zamanda Fethullah Gülen olduğunu açıkladı.
Anlaşılan o ki Gezi Parkı Platformu’nun parktan çekilmeden önce yaptığı basın açıklamasındaki, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sözü boş yere söylenmemiş…
EYLEMLER SEÇİMLERE KADAR DEVAM EDEBİLİR
Gezi Parkı boşaltıldıktan sonra duran adam eylemi ile anlaşılıyor ki, önümüzdeki süreçte daha birçok sürpriz sivil eylem tarzları ve modelleri ile karşı karşıya kalacağız.
MHP, park sakinlerinden ayrı bir çizgi ile mitinglerine devam ederken, siyasi söylemlerini bir hayli sertleştirmeye başladı.
CHP ve diğer sol sendika ve ulusalcı Kemalist yapılar, TÜSİAD mensubu bazı isimlerin, Gezi Parkı direnişini ülke sathında seçimlere kadar yayma çabasında kararlı olduklarına şahit oluyoruz.
TEHLİKELİ BİR SÜRECE GİDİYORUZ
AK Parti, Gezi eylemlerinin devam etmesi ve Başbakan’ı hedef alan protestolara karşın yaklaşık 30 ilde miting yapma kararı aldı.
Başbakanın mitinglerine kalabalıklar heyecan ve öfke ile birlikte yoğun ilgi gösteriyor.
AK Parti Gezi olaylarını, “Gezi Yalan-Hedef Talan. Oyunu Sandık Bozar, Finali Sandık Yazar” sözüyle çok net bir şekilde sloganlaştırdı.
Peki, “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sözüne karşın, “Her Yer Erdoğan Her Yer Direniş” söylemi oluşursa ne olacak?
Saflaşma eğer saf saf dalaşmaya doğru sinsice ilerlerse bunun önünü alamayız.
Başbakanın açıkça kellesini yemek isteyen yılların siyasetçileri meydanlarda “asla Erdoğan’ı yedirtmeyiz” diyen kitlelerin kararlılığını da görmek zorundadırlar.
Yaşadığımız süreci saf saf saflaşmaya doğru körükleme işi devam ederse sürecin safça dalaşmaya doğru gideceğini görmemiz gerek.
12 Eylül benzeri silahsız sivil dalaşma hali, çağdaş, Kemalist, Laik, Türk solunun iktidarla hesaplaşma savaşı, klasik modern provokatif eylem türleriyle devam edeceğe benziyor.
“Her Yer Taksim Her Yer Direniş” hesabı ve planı içerisinde olanlar, “Her Yer Direniş Her Yer Erdoğan” potansiyelini göz ardı etmemeli ve Her yer Erdoğan sürecinin oluşumunu provake edici eylemlerden uzak durmalıdırlar.