MHP’ye figüran rolü mü verildi?

30 Mart 2014 seçimleri Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Bu seçim, iktidar için “Tamam mı devam mı?” niteliğinde bir seçim. İktidara ilk darbe Ankara ve istanbul’da vurulmak isteniyor. Şayet iktidar Ankara ve İstanbul’da belediye başkanlıklarını kaybederse, surlarda ilk gedik açılmış olacak ve muhalefet buradan yüklenecektir.

Ankara ve İstanbul’da seçimler, sadece iç muhalefetin değil, dış muhalefetin de gündeminde. Daha önce bir yazımızda belirtmiştik; Erdoğan’ın muhalifleri sadece Kılıçdaroğlu ve Bahçeli değil, dünya güçleridir. İşte bu dünya güçleri de Ankara ve İstanbul belediye başkanlıklarına gözlerini diktiler. Halk Bankası ve “oğullar” operasyonu, buna matuf olaylardır.

İç ve dış muhalefetin Ankara ve İstanbul’da iktidara darbe vurmak için baş vurdukları yollardan biri de MHP’yi yedeğe almaktır.

PKK terörü bitti ve Kürtçü etnik siyaset “out” oldu. Etnikçi saiyasetin düşman kardeşi MHP’nin de görevi bu alanda sona erdi. Artık MHP’nin söyleyeceği yeni bir şey yok ama yüzde 15 kadar bir oy potansiyeli var. Bu potansiyelin bir yerlerde kullanılması lazım. İlk akla gelen belediye başkanlığı seçimleri.
Zaten son 15 yılda Kemalist çizgiye çekilerek te’dip edilen MHP, şimdi de CHP’nin yedeği durumuna getiriliyor.

MHP’lilerin ve partizan ülkücülerin transformasyon geçirip CHP’lileştiğini 30 Temmuz 2012 günü yazmış ve yazının başlığını “Anneme CHP’li olduğumu söylemeyin; o beni hâlâ ülkücü sanıyor” koymuştuk.

İşte gördünüz MHP’nin durumunu. İstanbul’da kendi teşkilatının bile hiç tanımadığı düşük profilli bir genci aday gösterdi. Şimdi İstanbul’da bütün partizan ülkücü oylar Sarıgül’e… “Ak Parti adayı kaybetsin de ne olursa olsun” diyorlar yani.

Ya Ankara’ya ne demeli?…

MHP’nin güçlü isimlerinden biri olarak görülen Mansur yavaş, Ankara’da CHP adayı. 2012’de yazdığım yazı için bana kızan partizan ülkücüler buna ne diyecek?

Görülen mazara şu: CHP mevcut vaziyetiyle nal toplamaya aday. Yüzde 15’lik MHP oyu ile desteklenirse, yüzde 40 olmasa bile, hiç olmazsa yüzde 35’lik bir oy oranına çıkar. Bu da genel seçimler için bir manivela olur. (Aslında bu operasyon Mehmet Haberal, Sinan Aygün ve maalesef İlhan Gezici ile daha önce merkez sağa göz kırparak başlamıştı.)

Ayrıca Uşak, Balıkesir, Hatay gibi yerlerde CHP’li aday çıkaramayan CHP’nin büyük bir panik içinde olduğu gözlenirken MHP ile sun’î teneffüs operasyonuna tâbi tutulması, her iki partiyi de ilkelerinden uzaklaştırır. Kamuoyu ve nitelikli düşünenler, tasvip etmeseler de ilkeli olmayı severler ama ilkelerinden taviz verenleri asla sevmezler. CHP, CHP olarak; MHP de MHP olarak güzeldir, karışarak değil.

Beni en çok üzen şey, gençlik ve orta yaş yıllarımı verdiğim tertemiz ülkücü hareketin kuyruklaştırılması ve figüranlaştırılmasıdır. Yazık binlerce gencin canına ve kanına!…


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version