SON TV

Erkekler nasıl itibarsızlaşıyor

Geçen yazımızda erkeklerin yeni çıkarılan kadın lehine kanunlarla ve başka çeşitli faktörlerle ezildiğini ve ezikleştirildiğini anlatmıştık.

Geçen yazımızda erkeklerin yeni çıkarılan kadın lehine kanunlarla ve başka çeşitli faktörlerle ezildiğini ve ezikleştirildiğini anlatmıştık. Bu konuda kimsenin bir şey yazmaya cesaret edemediğini, çünkü yazanlara hemen “kadın düşmanı” “ çağ dışı” kalmış gibi yaftalar vurulduğunu ifade etmiştik. Yazdığımız yazı ile ilgili pek çok telefon ve mektup aldık. Bunlardan inşaat mühendisi bir dostumuzun yazdığı e-mail şöyle:
“SA Sefa Bey
Günümüzün kanayan önemli bir meselesine el attığınız için teşekkürlerimi arz etmek istiyorum.
Kadınları korumak maksadıyla çıkarılan yeni kanunlar ileride başımıza büyük belalar açacaktır…
Aile kurumu zedelenecek ve bundan en çok kadınlar zarar görecektir.

Siz bu durumu çok güzel özetlemişsiniz. Elinize sağlık.
Tekrar teşekkür eder saygılar sunarım.”

Şimdi son yıllarda kanunlarda yapılan değişiklikleri toparlayan bir metin yayınlayacağımızı ilan etmiştik. Ünlü bir avukatımızın hazırladığı ve bize gönderdiği metin şöyle (bu yazının sonundaki ülkemizi ilgilendiren rakamlara lütfen dikkat edin. Bu konuya daha sonra yine devam edeceğiz):

“KADINLAR HAKKINDA YENİ YASALAR VE UYGULAMA SONUÇLARI
Kadın hakları başlığı altında 2000 yılından itibaren yeni yasal düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle AK PARTİ iktidarı dönemine tekabül eden yasa çalışmaları sonuçları itibari ile feminist ve aşırı kadın hakları savunucularının duygu ve düşünceleri doğrultusundadır. Diğer bir ifade ile Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlerin güncellenmesi olarak tanımlayabiliriz.

Somut bir örnek ; CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yüksel Çavuşoğlu Kasım/2012 tarihinde yapılan kadın hakları konulu konferans bitiminde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı FATMA ŞAHİN’in yanına gelerek “Sizi seviyor ve beğeniyorum. Keşke siz başkan olsanız. Başkan olmanızı isterim. Kadınlara bakışınız çok güzel” diyerek hayallerini gerçekleştiren Sayın Bakanı tebrik etmiştir. Bu gelişme üzerine CHP Genel Merkezi tarafından CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yüksel Çavuşoğlu görevden alınmıştır. Sayın Bakan ise görevine ve CHP KADIN KOLLARI BAŞKANININ HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYE devam etmektedir.

Kadın hakları konusunda yasal düzenlemelerin sonuçlarına diğer bir örnek; Ülkemizde ilk defa erkekler “BOŞANMIŞ BABALAR GRUBU” adı altında bir araya gelerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önünde eylem yaptılar. Çocuklarının velayetlerinin ellerinden alındığını ve tayin edilen yüksek nafaka bedellerini ödeyemediklerinden haklarında hapis kararları çıktığını açıklayarak bakanlık önüne siyah çelenk bıraktılar.

Yapılan yeni düzenlemeler üzerine ihtisas Mahkemeleri olan AİLE MAHKEMELERİ kurulmuştur. Aile Mahkemeleri hakimlerinin ekserisi kadın hakimlerden oluşmaktadır. Yerel Mahkemelerin ve Yargıtay’ın kararları açıklanan yasal düzenlemelerin sonucu olarak kadınlar lehine çıkmaktadır.

Anayasa başta olmak üzere Medeni Kanun , Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra ve İflas kanununda yapılan değişiklikler özetle;

1. Referandum ile yapılan son Anayasa değişikliğine kadınlar lehine POZİTİF AYRIMCILIK hükmü getirilmiştir.
MADDE 10 – (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

Uygulama yasaları hazırlanmaktadır. Uygulamada bir örnek ; kamu kurumuna eşit şartlarda başvuranlar arasında kadınlara öncelik verilmesini sağlayacaktır. Tüm yasalarda kadınları koruyucu tedbir ile birlikte lehe düzenlemeler yapılması beklenmektedir.

2. Medeni Kanunda yapılan değişiklikle 01.01.2002 tarihinden itibaren evlilik birliği içerisinde edinilen malların % 50’si EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ gereğince paylaştırılması hükmü getirilmiştir. Bu hükümlerden kadınların yararlandırılması amaçlanmıştır. Aynı şekilde kadınların miras payı %25 iken yeni yasalarla %62.5 oranına çıkarılmıştır. Geriye kalan tüm çocuklar ise %37.5 oranını paylaşacaklardır.(%50 edinilmiş mal rejimi+%12.5 ise geriye kalan hissenin 1/4 dür)

MEDENİ KANUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLER

• Yeni Medeni Yasada aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir.

• Eski kanunda evlilik birliğini temsil yetkisi kocaya aittir. Yeni Yasada temsil yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.

• Kadına, “önceki” soyadını kocasının soyadından önce gelmek üzere kullanabilme hakkı veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında) değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir.

• Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltilmiştir. Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirilmiştir.

• Eski Medeni Kanuna göre eşlerin velayeti birlikte kullanacağı, anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir. Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir.

• Yeni Medeni Yasada eşlerden birinin meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığı hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir.

• Yeni kanunla eşler arasındaki cebri icra yasağı kaldırılmıştır.

• Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

• Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.

• Birliğin korunması için ; Eşler birlikte yaşarken; Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

• Yeni Medeni yasa ile Aile Konutu kavramı gelmiş ve Eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı kabul edilmiştir. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilecektir.

• Daha önce boşanma davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgahı ya da davadan önce eşlerin birlikte altı ay oturdukları yer mahkemesi iken, yeni yasa ile Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri (Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. ) veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

3. Ceza kanunun da ZİNA SUÇ olmaktan çıkarılmıştır. Sadece boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir .Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar başlığında ceza kanununda yapılan düzenlemelerde eşe (kadına)cinsel saldırıyı suç olarak kabul edilmiştir. Uygulamada hakkını kötüye kullanan kadınlar kocası tarafından cinsel saldırıya uğradığından bahisle şikayet etmektedirler. Aynı şekilde taciz ve cinsel saldırı suçları hakkındaki düzenlemelerde kötü niyetli kadınlar tarafından haksız olarak kullanılmaktadır.
4. Nafaka borcunu ödemeyenlere İcra İflas Kanunu 344 md. gereğince 3 aya kadir tazyik hapsi verilmektedir. Boşanma davalarında çocukların velayeti (akıl hastalığı ve/veyahut haysiyetsiz bir hayat yaşadığı kanıtlanmadan) anneye verilmektedir. Velayetle birlikte iştirak ve tedbir nafakalarına hükmedilmektedir. Nafaka miktarları genellikle babanın ödeme imkanlarını zorladığından ödemede gecikme nedeniyle hapis kararı ile sonuçlanmaktadır. Baba ayrıca çocuğunu kararda açıklanan günlerde görebilmektedir. Uygulamada ise annenin insafına kaldığını görmekteyiz. Anne çocuk adına aldığı nafakayı keyfi kullanabilmektedir.

BOŞANMA DAVASI

4. Yasal değişiklikler sonucu kadının boşanma davası açtığını, velayet, nafaka, tazminat, edinilmiş malların paylaşımı, maddi ve manevi tazminat ve tedbir taleplerinin uygulamasını istediğini var saydığımızda kuvvetle muhtemel gelişme ve sonuçları ;
a-Kadın boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkını kazanır,
b-Şiddetin varlığını dahi aranmadan manevi baskının olduğunu dahi söylerse kocanın aile konutundan uzaklaştırılmasına ,nafaka tayinine karar verilmektedir. Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı düşünülürse vahim sonuçları tahmin edebiliriz. Aşağıda metnini eklediğim kanun maddesi taraf teşkili yapılmadan tedbir olarak verilmektedir.
AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN
Kanun No. 6284

Kabul Tarihi: 8/3/2012

Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
MADDE 5-(1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.

(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.

(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

c-Kadın evlilik birliği içinde edinilen malların yarısını almaktadır. (GAYRİMENKUL, MENKUL,TÜM HAK VE ALACAKLARI )Boşanma davası açıldığında kocanın tüm mallarına tedbir kararı verilmektedir.

d-Akıl hastalığı veya ağır haysiyetsiz hayat sürme dışında çocukların velayeti anneye verilmektedir. Ayrıca tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmektedir.

e- Talep edilen maddi ve manevi tazminat şartları genellikle kadın lehine yorumlanmaktadır.

f- Boşanma davası açılmakla koca evinden, karısından, çocuklarından uzaklaştırılmakta , tüm mal varlığına tedbir konulmakta, mallarının yarısını karısına vererek nafaka ve tazminata mahkum edilmektedir.

g-Güncel uygulama ise Borçlar kanununda yapılan değişiklikle eşin rızası, muvafakati alınmadan hiçbir taahhüt altına girilememektedir. Özellikle iş hayatında ciddi aksamalara neden olmaktadır. Sözleşme yaparken ,kredi alırken, kefil olurken EŞİNİZ/KARINIZ yanınızda olmak zorundadır. Bankalar eşiniz imzalamadan çek defteri bile vermemektedirler. Bankalarda ,işyerlerinde traji komik hikayeler anlatılıyor. Bir gün önce imzaladığı sözleşmeyi bankaya gelip çığlıklar içerisinde geri isteyen, imzasını iptal etmek isteyen kadın hikayeleri anlatılmaktadır. Evdeki en küçük çekişme/ tatsızlık iş hayatına etki etmektedir.

Açıklanan yasal değişiklikler ve uygulamaları bir arada düşünüldüğünde ulaşılan sonuçlar;

EVLİLİK SAYISINDA AZALMALAR OLMAKTADIR,

BOŞANMA SAYISINDA CİDDİ ARTIŞLAR OLMAKTADIR.

BOŞANMA DAVALARI ARTIK KADINLAR TARAFINDAN AÇILMAKTADIR.(Boşanma davalarını %70 oranında kadınlar tarafından açılmaktadır.)

EVLİLİK YAŞI YÜKSELMİŞTİR. (KADINLAR 25 – ERKEKLER 30 )

DUL/BEKAR,ZENGİN ORTA YAŞ KADIN SINIFI OLUŞMUŞTUR.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ARTIŞI BU YASA DEĞİŞİKLİKLERİ VE UYGULAMALARDAN KAYNAKLANDIĞI DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.

2012 verilerine göre 65.000 kadın kocası hakkında evden uzaklaştırma kararı aldırmıştır.13.500 kadın polis koruması istemiştir. Ailenin ve evlilik birliğinin açıkladığımız yasalar ve uygulamalar sonucu sarsıldığını ve yıkıldığını göstermektedir.

BOŞANMA DAVALARININ DİĞER BİR SONUCU BİR MİLYONA YAKIN ÇOCUĞUN AİLE BİRLİĞİNİN KORUMASI ALTINDA OLMAMASIDIR.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET MEDYA ÜZERİNDEN ABARTILARAK VERİLMEKTEDİR.BİR KISIM FEMİNİST KADIN HAKLARI SAVUNUCULARI HERGÜN MEDYA ÜZERİNDEN PROPAGANDA YAPMAKTADIRLAR.”

YAZARIN SON YAZILARI
Yaşlılıkta cinsellik - 17 Şubat 2017
Anne ile sohbet - 10 Mayıs 2016
Yürüyüş - 2 Ocak 2016
İyilik terapisi - 6 Ekim 2015