TAM UN TAM EKMEK
bereketindendir. Kim sofrada düşen ekmek kırıntılarını yerse affolur.”
“Ekmeğe hürmet ediniz. Çünkü ekmek semavat ve arzın
Hadis-i Şerif
Ekmek sofralarımızın baş tacıdır. Ancak ne yazık ki ekmek denilince
beyaz undan yapılan ekmek aklımıza gelmektedir. Halbuki ekmeğin hakikisi
tam (elenmemiş, komple) undan yapılandır.
“Sağlıklı Beslenme” kitabımdaki tam unun tashih sırasında “ham un”a
çevrildiğini gördüm. Müsahhih, “unun tamı olmaz” mantığıyla bunu yapmıştı.
Tabiatta bulunan ve çeşitli besinleri barındıran karbonhidratlar,
işlenmiş haldeyken (beyaz ekmek, makarna ve pasta gibi) işlenme sürecinde lif,
fitobesin, vitamin ve minarelerini kaybederler.
65.000 kadın üzerinde altı yıl boyunca yapılan bir araştırmada; beyaz
ekmek, beyaz pirinç ve makarna gibi rafine karbonhidratlar açısından zengin
bir diyet uygulayan kadınlarda, tam buğdaylı ekmek ve esmer pirinç gibi çok
lifli yiyecekler tüketenlere göre, iki buçuk kat fazla Tip II diyabet görülmüştür.
Bu bulgular 43.000 erkek üzerinde yapılan bir çalışmada da tekrarlanmıştır.
Diyabet önemsiz bir problem değildir; Amerika’da hastalardan dolayı ölümlerin
dördüncü sebebidir ve görülme sıklığı artmaktadır.
Harvard Kamu Sağlığı Fakültesi epidemiyoloji ve beslenme profesörü
Dr. Walter Willett, “Beyaz ekmek gibi rafine tahılları tatlılar kategorisine
koymalılar, çünkü metabolizma olarak her ikisi de aynı şey” demektedir.
Tabiatın onlara verdiği ambalajdan çıkarılmış olan bu nişastalı (beyaz
un) yiyecekler artık gerçek yiyecekler değildirler. Lif ve minerallerinin çoğu
yok olduğundan bu gibi yiyecekler çok çabuk emilir ve kan dolaşımında glikoz
dalgalanmasına sebep olur. Böyle bir durumla başa çıkabilmek için pankreas
daha hızlı ensülin salgılamaya başlar. Vücuttaki yağlar da pankreasın daha
fazla ensülin salgılamasına yol açar. Rafine yiyecekler ve fazla vücut yağlarının
pankreasa aşırı ensülin salgılaması için baskı yapması, zaman içinde diyabete
neden olur. Rafine karbonhidratlar, beyaz un, tatlılar ve hatta kan dolaşımına
çok çabuk girdiklerinden dolayı meyve suları trigliseridi yükselterek, yatkınlığı
olan kişilerde kalp krizi riskini artırabilirler
besinler:
Tam buğdayla karşılaştırıldığında beyaz ekmekte eksik olan
– Çinkonun yüzde 62’si
– Magnezyumun yüzde 72’si
– E vitamininin yüzde 95’i
– Folik asidin yüzde 50’si
– Kromun yüzde 72’si
-B6 vitamininin yüzde 78’i
– Liflerin yüzde 78’i
Rafine yiyeceklerin bağlantılı olduğu hastalıklar
-Ağız kanseri
-Mide kanseri
-Kolorektal kanser
-Bağırsak kanseri
-Göğüs kanseri
-Tiroid kanseri
-Solunum yolu kanseri
-Diyabet
-Safra kesesi hastalığı
-Kalp hastalığı
Dış kabuk en faydalı kısımdır
Bu işlenmiş yiyecekleri her yediğimizde, diyetimizden başlıca
besinleri çıkarmış olmakla kalmıyor, normal fonksiyonlarımızı sürdürmemiz
için gereken ve henüz keşfedilmemiş olan yüzlerce fitobesinden de kendimizi
mahrum etmiş oluyoruz. Beyaz un elde etmek için tam buğdayın besinler
açısından zengin kabuğu soyulduğunda, bu yiyeceğin en faydalı kısım yok
edilmiş olur. Buğday tanesinin dış kabuğu, minareleri, fitoöstrojenleri,
lignanları, fitik asidi, indoleleri, fenolik bileşenleri, diğer fitokimyasalları ve
bu yiyecekte bulunan E vitamininin tamamına yakının içerir, uzun ömürle
ilişkilendirilen tam tahıllı yiyecekler, modern diyetlerde kalorilerin çoğunu
oluşturan işlenmiş yiyeceklerden tamamen farklıdır.
Tıbbi araştırmalar çok miktarda işlenmiş yiyecek tüketmenin
tehlikelerini açık şekilde göstermektedir. Bu rafine tahıllar açlığınızı giderecek
lif ve besin yoğunluğuna sahip olmadığından obeziteye, diyabete, kalp
hastalığına ve kanser riskinin artmasına sebep olmaktadırlar.
55 ve 69 yaş arasındaki 35 bin kadın üzerinde dokuz yıl boyunca
sürdürülen yeni bir araştırmada, rafine tahıl yiyenlerde kalp hastalığından
ölme riskinin üçte iki oranında arttığı bulunmuştur. On beş yaygın araştırmayı
özetleyen bilim adamları, rafine tahıl ve rafine tatlılar içeren diyetlerin tutarlı
bir şekilde mide ve kolon kanseri ile ilişkili olduğunu görmüşlerdir. En az on
iki araştırmada da , az lifli diyetlerle göğüs kanseri arasında ilişki bulunmuştur.
Çok fazla şeker ve rafine un içeren diyetler sadece kilo alınmasına sebep olmaz,
erken ölüme de yol açar.
Eğer kilo vermek istiyorsak en başta kaçınmamız gereken yiyecekler,
işlenmiş olanlardır: Tatlılar, şekerlemeler, abur cubur yiyecekler ve unlu
gıdalar; bunların yağsız olması hiçbir şeyi değiştirmez. Hemen hemen bütün
kilo verme otoriteleri bu konuda aynı görüştedirler. Çörek, makarna ve ekmek
de dahil olmak üzere rafine karbonhidratları yemeyi bırakmalıyız. İnsan
vücudu düşünüldüğünde makarna gibi az lifli karbonhidratlar beyaz şeker
kadar zararlıdır. Beyaz undan yapılan kesinlikle sağlıklı olmayan, zararlı bir
yiyecektir.
Bir çok kişi makarnayı sevdiklerini söyleyecektir. Aslında tam undan,
hiç olmazsa kepekli undan yapılan makarna yeşil sebze, soğan, mantar ve
domates içeren bir şekilde pişirilirse afiyetle yiyebilirsiniz.
Kepekli ekmek, tam unla yapılandan farklıdır. Piyasadaki kepekli
ekmekler, beyaz una kepek karıştırılarak yapılmıştır ve beyaz un ağırlıklıdır.
Tam (komple, rafine edilmemiş) ekmek, hakiki olanıdır. Marketlerde Alman
veya köy ekmeği adıyla satılır. Markalı bazı ekmekler böyle tam undan imal
edilmiştir.
Beyaz ya da “zenginleştirilmiş” pirinç, beyaz ekmek ve makarna
kadar kötüdür. Besinsel olarak iflâs etmiştir. Pirinci rafine etmek aynı önemli
faktörleri yok eder. Lifler, mineraller, fitokimyasallar ve E vitamini. Bu sebeple
tahıl yediğimizde tam tahıl yiyelim.
Beyaz pirinç ve beyaz undan yapılan gıdalar kan dolaşımına çabuk
geçerler. Bu yüzden daha kalın öğütülmüş tam tahıllar kadar tam içeriğe sahip
değildir. Glikozun ani yükselişi yağ depolama hormonlarını hareket geçirir.
Daha kaba öğütülmüş tahıllar daha yavaş emildiğinden iştahımızı daha iyi
köreltirler.
Tam tahıllı yiyecekler yerine işlenmişleri yemek vücudumuzdaki
besinlerin azalmasına yol açabilir ve beslenme eksikliği meydana getirir; çünkü
vücudumuz yiyecekleri sindirmek için besinlerden yararlanır. Sindirim ve
asimilasyon için gerekli olan mineral miktarı o yiyecekte bulunandan fazlaysa,
vücudumuzdaki rezervlerden kullanılır ve bu da bir açık doğurur.