SON TV

Ahir Zaman Mehdileri

Yıllar önceydi. Diş hekimi olan samimi olduğum bir arkadaşım, “Seni şeyhime götürmek istiyorum” dedi.
Sonra anlatmaya başladı:

“Benim efendi beklenen mehdidir. Bunun delillerini hep görüyoruz, yaşıyoruz. Biliyorsun efendinin bağlıları bir hayli kalabalıktır. Aralarında okumuş, iş sahibi, toplumda sözü geçen insanlar bir hayli fazladır. Sonra öyle keramet sahibi ulu bir zattır ki olağanüstü hallerininhep şahidiyiz. Meselâ diğer müridleri gibi benim ne yaptığım onun malûmudur. Yani şu an beni izliyordur. İstiyorum ki şeyhimi tanı ve bağlan. Senin kazançlı olmanı arzu ederim.”

“Çok değil 2 yıla kadar mehdiliği ilân edilecek ve insanlar bunu kabul edeceklerdir. Efendi de beyaz bir atın üzerinde İstanbul’a girecek ve İstanbul sakinlerini selâmlayacaktır. Sonrasında Türkiye bolluk ve bereket içinde mutlu insanlar ülkesi olacaktır. Yani altın dönem yaşayacağız.”

Arkadaşımı severdim ve isteğini kıramazdım. Zaten içimi de bir merak sarmış ve ülkemize altın dönem yaşatacağını iddia ettiği bu zatı görmek istemiştim.

Ertesi gün arkadaşım efendinin ikamet ettiği daireye götürdü. Bir de ne göreyim, ahir zaman mehdisi denen zat oldukça yaşlıydı ve değil ayakta durmak, minderde bile oturamayan hastalıklı biriydi. Uyukluyor, bazen gözlerini zorlukla açıp çevreye nazar ediyordu.

Arkadaşım selâm verdi. Efendi “Kim bu?” diye sordu. Arkadaşımı tanıyamamıştı. O kendini tanıttı ama buna rağmen arkadaşımı hatırlayamadı bile. Belli ki bunama belirtileri başlamıştı. İşin ilginci şeyhinin kendisini devamlı gözetlediğini söyleyen arkadaşımı şeyhi tanıyamamıştı.
Dostuma, “Bu muhterem oldukça ihtiyarlamış. Mehdilik yapacak ruh ve beden sağlığına sahip değil” diyecek oldum. Bana çok kızdı. “Rabbim isterse her şey olur” dedi.

“Göreceksin iki sene sonra mehdiliğini duyuracak.”
Arkadaşım çok inanmıştı. Tartışmanın bir faydası olmayacağı gibi dostluğumuz da bozulacaktı. Oradan hayal kırıklığı ile ayrıldık.

Aradan birkaç ay geçmişti ki efendinin vefat haberi geldi. 2 sene çıkmadan ahirete intikal etmişti. Mekânı cennet olsun.
Meslek hayatımda o kadar çok mehdilik iddiasıyla karşılaşıyorum ki artık bunlar beni şaşırtmıyor. Şu an bile 10 kadar mehdilik taslayan kişi sayabilirim. Ancak bu kişilerin etrafındaki saf ve temiz insanlara acıyorum, üzülüyorum.

Tabi manik, şizofrenik, paranoid mehdi hezeyanlı kimselerden bahsetmiyorum. Zaten onların psikiyatrik hasta olduğunu herkes biliyor ve çevrelerinde etkiledikleri kişiler pek yok.

Alim bir zatın bu konuda söylediği şu sözü hep tekrarlıyorum:

“Kıyamet için tarih veren, kendini veya şeyhini mehdi ilân eden hep mahcup olmaya mahkûmdur.”

YAZARIN SON YAZILARI
Yaşlılıkta cinsellik - 17 Şubat 2017
Anne ile sohbet - 10 Mayıs 2016
Yürüyüş - 2 Ocak 2016
İyilik terapisi - 6 Ekim 2015