SON TV

Nolcek bu CHP’nin hali?

CHP oportünizmi bu seçimlerle ayan-beyan ortaya çıktı.

Bu nasıl bir partidir ki, önemli merkezlerde belediye başkanı olacak yetkinlikte kadrolar yetiştirmemiş de MHP’li Mansur Yavaşlarla (Ankara), emekli müftü İhsan Özkeslerle (Üsküdar), eski Ak Partili Lütfü Savaşlarla (Hatay) seçim meydanlarına çıktı. Sosyal medyada gençlerin “CHP falanca yerde bir CHP’liyi aday olarak gösterdi… Hayret!…” demeleri boşuna değil yani…

Önceki dönemlerde Yaşar Nurilerle çağdaş müslümanları(!), İlhan Kesici ile milliyetçi-liberalleri tavlamaya çalışan CHP’de bu “eklenmiş şahsiyetler” çok iğreti duruyordu. 2011 genel seçimlerinde ve mahallî idareler seçimlerinde CHP, Üsküdar’da eski müftü Millet vekili İhsan Özkes ile dindar vatandaşların, Ankara’da ise MHP’li Mansur Yavaş ile milliyetçilerin oyuna göz dikti. Buna Sarıgül’ün cemaat oylarına sulanmasını da ekleyebilirsiniz… Ama CHP her üçünde de sonuç alamadı.

Biz, CHP’nin bütün bu gayretlerini iyiye yoralım ve parti ideolojisindeki bir değişimin işareti olarak kabul edelim. Fakat bu bir değişim ve imtizaçtan ziyade ilkesiz bir oportünistlikten öte gidemedi. Yüzde 70’i muhafazakâr-dindar bir çizgide olan bu milletle özdeşleşmek için, göstermelik eklemlenmeler değil, özde değişiklikler gerekir.

Siz yukarılarda istediğiniz kadar dindar ve milliyetçi tabana göz kırpan eklemlenmeler yapın; bu zihniyeti tabanınıza mâl edemezseniz ve tabanınız hâlâ bu halkın değerlerine “partizan cumhuriyetçi”liğin yanlış batılılaşma politikalarını dayatırsa, her seçimde ancak yüzde 30’u zorlarsınız.

Arka bahçeleriniz olan sivil toplum kuruluşları toplantılarında hâlâ ezan sesinden rahatsız olanlar varsa, daha çoook nal toplarsınız.

Bu milletin büyük çoğunluğu Cuma ve bayram namazı müslümanıdır ama dinine laf söylenmesine tahammül edemez.

CHP, bu milletin diniyle, diniyle, müziğiyle barışmadıkça, yüzde 30 sınırını zorlamaya mahkum kalacaktır.

CHP’nin, şu “Cumhuriyeti biz kurduk” nostaljisinden de kurtulması lâzım. Tamam cumhuriyet kurumları senin eserin ama tapulu mülkün değil ki birader!… Bırak bu millet o kurumlara istediğini getirsin. Seni bu kurumlarda istemiyor işte. Anla bunu!…

Ayrıca, CHP demek bu milletin çoğunluğu için “korku” demektir. CHP, bu milletin toplumsal hafızasına ve sosyal genetiğine bir korku olarak işlemiştir. Bu korkuyu, bu irkilmeyi bertaraf etmek için hiç gayret sarfetmeyen bir parti ilelebet muhalefete mahkum olacaktır. İşte gördünüz… 1950’den beri ancak koalisyonlarla iktidar ortağı olabildiniz… Bürokrasideki mutlak hakimiyetiniz uzun sürdü ama bu millet onlardan da kurtulmaya başladı.

Sarıgül meselesi…

Sarıgül’ün İstanbul Büyük Şehir başkan adaylığının kesinleştiği günlerde, bu oprerasyonun, Sarıgül’ün kellesini alma operasyonu olduğunu söylemiştim. Öyle ya… Partinin deve dişi gibi figürlerinden biri olan Gürsel Tekin de aynı koltuğa talip olacak ama parti, tercihini Sarıgül’den yana koyunca gıkını çıkarmayacak. Gürsel Tekin, İstanbul seçimlerinin Sarıgül’ün siyasî hayatını bitirecek bir seçim olduğunu gördüğü için, bazen açıkgözlük, göz yummaktır” fehvasınca, gıkını çıkarmadı.

Seçimlerde sonuçlar alındı ve İstanbul Büyük Şehir seçimi Sarıgül için giyotin oldu.

Lafı bitirelim…

Artık buna mağlubiyetten sonra CHP “Nerede yanlış yaptık?” demekten de öte, “65 yıldır biz bu milletle aynı dili kallanamama başarısını nasıl gösteriyoruz?” diye sorması lâzım.

Şu hâliyle CHP, “dünyanın en uzun süre muhalefette kalan partisi” olarak Guinness rekorlar kitabına girecek ama zamanın ruhunu okursa, CHP’nin hâlâ şansı var.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve SON.TV’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.