SON TV

Kendini Mehdi sanan hastalar

Önceki yazılarımızda kendini mehdi veya mesih ilân eden ya da bağlılarınca öyle kabul edilen zevattan bahsetmiş, bu tip kimselerin mahcup olduğunu, olacağını anlatmıştık.

Bunların yanında bir de psikiyatrik hasta olup da mehdilik hezeyanına sahip olanlar vardır. Tabi bu kişiler diğerleri gibi değildir. Onlar bir takım insanları kendilerine bağlayıp taraftar buldukları halde psikiyatrik hastalardan mehdi olduğuna inananlara kimse kapılmaz, onların peşinde giden yoktur. Bu yüzden topluma da bir zararları olmaz. Yakınları psikiyatri hekimlerine muayeneye getirirler.

Meslek hayatında o kadar çok bu tip hastalarla karşılaştım ki hangi birini yazmalıyım bilemiyorum. Ancak bazı örnekler vereceğim:
Selim manik depresif hastalığa tutulmuştu. Manik nöbete yakalandığında kendine güveni artıyor, çok konuşuyor, daha hareketli oluyordu. Uykuları azalıyor, yerinde duramıyordu. Manikleşince eline bir sopa almış, sopanın ucuna yeşil bir poşet takmıştı. Kendince mehdinin yeşil bayrağıydı bu. Sopayı havaya kaldırarak, bir yandan da tekbir getirerek İstanbul surlarının üstüne çıkmıştı. “Artık beklediğiniz mehdi zuhur etti” diye bağırıyordu.

Şikâyet üzerine güvenlik görevlileri yakalayıp hastaneye getirmişlerdi. Neler olduğunu anlamakta zorlanıyordu. Çünkü mehdiliğine inanmıştı. Milletin peşine takılacak yerde alıp akıl hastanesine getirilmesine bir anlam verememişti.

Günler geçip düzeldiğinde biraz halinden utandığı dikkati çekiyordu. “Ne oldu ben de anlayamadım doktor bey” diyor ve ekliyordu: “Aslında dini vazifelerimi yerine getirmem. Yani dindar biri değilimdir. Mehdilik diye bir kavram duymuştum. Nasıl kapıldım bu düşünceye anlayamıyorum.”
Ahmet ise 22 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. O da Selim gibi mehdi olduğuna iman etmişti. Kendisine, “Ahmet” dedim. “Dinî kaynaklara göre ahir zamanda ortaya çıkacak mehdinin adı Muhammed olacak. Ama senin adın Ahmet.”

“Ne fark eder” diye cevap verdi. “Ahmet de Muhammed de aynı kökten gelen kelime ve ikisi de Peygamberimizin ismi değil mi?”

“Ama aynı kaynaklarda mehdinin 40 yaşlarında olacağı bildiriliyor. Sen ise 22 yaşındasın” deyince; “Siz beni 40 yaş olgunluğunda görmüyor musunuz?” şeklinde karşılık verdi.

Bu sefer mehdinin babasının adının Abdullah olması gerektiğini, ancak kendi babasının adının Suat olduğunu söyleyecek oldum. “Ne yani Abdullah, Allah’ın kulu demek. Benim babam Allah’ın kulu değil mi?”

Birkaç gün sonra baktım bizim Ahmet serviste hemşirelerle oturmuş tavla karşılaşması yapıyor. Takılmadan edemedim. “Ahmetciğim oldu mu şimdi. Hanımlarla tavla oynamak mehdiye yakışır mı?”

Ahmet’in cevabını unutamıyorum. “Bakın doktor bey. Mehdi içtihad sahibidir. Yaptığımın İslâma aykırı olmadığı da benim içtihadımdır.”

Görüldüğü gibi mehdilik inancı içinde olanı ikna etmek mümkün değildir. Rabbim bizi ve toplumu sahte mehdi ve mesihlerin şerrinden korusun.

YAZARIN SON YAZILARI
Yaşlılıkta cinsellik - 17 Şubat 2017
Anne ile sohbet - 10 Mayıs 2016
Yürüyüş - 2 Ocak 2016
İyilik terapisi - 6 Ekim 2015