İlişkide eşler tatmin olmalı

Peygamber Efendimiz, “Herhangi biriniz hanımıyla cinsel münasebette bulunduğu zaman, kendini tatmin olmasını istediği gibi, hanımının da tatmin olmasını beklesin, hemen ayrılmasın” buyurmuştur.

Hanımıyla yatma isteğini duyan bir erkek önce meşru olan güzel söz ve hareketlerle onu hazırlamalıdır. Sonra karısının da tatmin olmasını ve zevk duymasını sağlamalıdır. Zira kadının bedeni daha geç uyanır ve geç söner. Kocasının okşamasından kadının bütün bedeni zevk alır. Aceleye getirilen birleşmeden kadın yeterli zevk ve tatmini alamaz. Kadının birleşme arzusunun uyanması için az çok uzun bir uyarılmaya “ruhsal ve bedensel” ihtiyaç vardır. Erkeğin çabucak vardığı hazır oluş noktasına kadının varması daha uzun sürer. Ayrıca kadınların çoğu, yeterli derecede süren bir başlangıca rağmen, erkeklerden çok daha geç orgazma ulaşırlar. Bu sebeple ön sevişme olmaksızın kadınların tatmin olması pek mümkün olmaz. Kadın ve erkeğin, aynı zamanda orgazma ulaşmaları için, kadının biraz çabuk, erkeğinde yavaş davranması icap eder.

Nitekim İmam Gazali “İhyâ-ı Ulûmiddin” adlı eserinde şöyle yazmıştır:
“Sonra da erkek ihtiyacını yerine getirince, eşine imkân versin de o da aynen kendisi gibi ihtiyacını giderebilsin. Zira kadının tatmin olması kimi zaman gecikebilir. Bu da onun şehvetini ve nefsani isteklerini kabartır. Onun ihtiyacı giderilmeden, eşinin işini bitirip ondan uzak durması ise on bir işkence ve eziyettir. Çünkü böyle bir durum, yani erkek ile kadının ayrı ayrı doyum sağlamaları, aralarında soğukluğa sebep olabilir. İkisinin birlikte doyuma ulaşmaları ise tatmin olmanın en üst düzeyidir.”
Bu yüzden erkek sadece kendisini değil, hanımın da tatmin olmasını beklemelidir. Sırf kendisini düşünmesi hem bencillik hem de eşine karşı haksızlıktır. Tatminsizlik ise kadında bedensel ve ruhsal problemlere yol açabilecektir.