SON TV

Nükleer casuslukta son nokta!

SON TV yazarı İnan Şahin, İran’da bulunan ‘istihbarat taşı’ olayının detaylarını yazıyor.

İran’da geçtiğimiz günlerde nükleer faaliyetlerle ilgili ilginç bir olay yaşandı. Bu olaya geçmeden önce kısaca İran ve nükleer faaliyetlerine çok kısa bir göz atalım. İran 1960’larda nükleer enerji için ilk adımı attı. Bu konudaki çalışmalarını hâlâ devam ettiriyor. Bu süre içerisinde 2005 seçimlerinde iktidara gelen Ahmedinejad, stratejisini İran’ın sahip olduğu nükleer potansiyelden güç alarak oluşturdu. Yıllar önce Batılı ülkelerin desteği ile kurulan santrallerde yıllarca çalışmalar yapıldı. Sivil zenginleştirme programına özellikle Rusya aktif olarak katıldı. Yapılan çalışmalar neticesini vermiş zenginleştirmelerde sona gelindi.

Bir ülkenin barışçıl amaçlarla nükleer çalışmalar yapması doğal olup, gerekli özeni gösteren her ülke tarafından yapılabilir. Burada bizleri ilgilendiren İran’ın Kuzey Kore ve Pakistan’dan aldığı destekle kısa sürede nükleer silah ve uzun menzilli silah sahibi olmasıdır.

İran her ne kadar nükleer silahların üretimini yasaklayan anlaşmayı imzalamış (sadece Hindistan, Pakistan ve İsrail bu anlaşmayı imzalamamıştır) ve faaliyetlerini barışcıl amaçlarla yürüttüğünü belirtse de, nükleer faaliyetlerini yer altına almaya başlaması ve uluslararası gözlemcilerin denetimlerini kabul etmemesi kuşku verici. Ülkenin kuzeyinde Kum şehri yakınında bir dağın içerisine kurulan Fordow nükleer tesisi de özellikle üzerinde durulması gereken bir tesis. Bu tesisin hava ve füze saldırılarına karşı her açıdan korunaklı tasarlandığı bilinmekte.

Geçtiğimiz günlerde İsrail’de yayın yapan Haaretz Gazetesi’nde İran’daki Fordow nükleer tesisi civarında devriye görevlerini yapan devrim muhafızlarının müdahalesi sonucu bir taşın infilak ettiği yazıldı. Yapılan incelemeler taşın kamufle edilmiş yüksek teknolojili bir sinyal alıcı/vericisi olduğunu ortaya koydu. Kısacası cihaz santralin bilgi ağı üzerindeki her veriyi topluyordu. Aynı günlerde İran Meclis (Parlamento) Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi başkanı Alaeddin Boroujerdi Alman Siemens Firması tarafından İran’a satılan nükleer ekipmanın İran’ın nükleer tesislerini sabote amaçlı patlayıcı içerdiğini söyledi.

Daha önceden de Fordow Tesisi civarında bir patlama olduğu ve bunun İran tarafından gizlendiği biliniyor. Yapılan uydu analizlerinde patlamanın yaşandığı ancak santralde değil, santralin elektrik besleme hattına yapıldığı anlaşıldı. Sabotaj santralin elektriğinin kesilmesi amacıyla yapılmış ancak alternatif bir enerji besleme sisteminin varlığından herhangi bir kesinti yaşanmadı.

Bu bilgiler değerlendirilirken detaylı uydu görüntüleri incelenmiş, yapılan analizlerde bir kaç şüpheli durum tesbit edilmişti. Konunun buraya taşımayacağım detaylarını bir kenara bırakırsak bahsettiğim olayların gerçekliği tartışılabilir. Bu noktada altını çizmek istediğim durumu doğru değerlendirebilmek için bilgi sahibi olunması ve bu bilgilerin analiz edilmesi gerektiğidir. İran hakkında detaylı bilgi sahibi dünyada bir kaç ülkenin olduğunu söyleyebilirim. Üzülerek söylemek gerekirse bizim bu listeye dâhil olmadığımızı düşünüyorum, bilgimiz NATO’nun paylaştığı ile sınırlı.

Yakın zamandaki bir kaç olaya kısaca bir bakalım: İsrail Suriye’yi vurdu. Irak’taki merkezi hükümet ile bölgesel yönetimin arası çok soğuk. Tüm bölge ülkelerinde dini, etnik ve milliyetçi duygular yükseliş trendinde. Batının nükleer aktiviteleri son sürat devam eden İran’ı engelleme çalışmaları devam ediyor. Bu gelişmeler olurken ABD’nin Ankara Büyükelçiliği önünde bir patlama meydana geldi, Amerikalı bir fotoğrafçı kız öldürüldü. Evet, bunlar yürütülmeye başlanan organize bir atağın işaretleri. Olaylar daha planlı şekilde devam edecek. İlk tepki İran’ın 2013’de yapacağı tatbikatlar ve yeni katılacak güçler.