SON TV

Gezi Parkı eylemleri hangi filme benziyor?

Uygulanabilecek bir stratejiyi anlatabilmek için; başrolündede Robert Redford (general Eugene Irwin)’ün oynadığı, yönetmenliğini Mark Ruffalo’nun yaptığı “Son Kale” filminden bahsetmek istiyorum. Filmin en önemli yönü içerisinde uygulanan sahte olay yaratma ve bu sayede hedef kitle hakkında bilgi edinme tekniğini içermesidir.
Son kale, bir hapishane filmi. Bir çok savaşa katılmış, madalya sahibi general E. Irwin işlediği bir suç yüzünden askeri mahkemece yargılanarak suçlu bulunur ve hapse gönderilir. General Irwin, hapishane müdürü Albay Winter da dahil bir çok kişi tarafından hayranlık duyulan, “Komuta Etmenin Esası” isimli kitabı askeri akademilerde okutulan karizmatik bir komutandır. Gün geçtikçe mahkumların generale olan sevgi ve hayranlıkları artar.

Mahkumlar ve general, hapishane müdürünün değişmesi için bir plan yaparak uygulamaya koyarlar. Planları, hapishaneyi temsil eden sancağı ele geçirmektir. Olaylar şöyle gelişir; General Irwinden rahatsız olan Albay Winter Pentagon’a Generalin başka bir hapishaneye nakledilmesi talebinde bulunur. Başvuru üzerine konuyu araştırması için Pentegon’dan bir general gönderilir. Müdür Winter’a gelen generalin kaçırılacağına dair isimsiz bir not iletilerek sahte bir tehdit yaratılır. Albay Winter yemi yutar ve tüm hapishane imkanlarını seferber ederek mahkumlara müdahale eder. Kısa süre içerisinde kaçırma olayının asılsız olduğunu anlar ancak iş işten geçmiş, rezil olmuştur.

Tüm bun olaylar yaşanırken General Irwin ve mahkumlar hapishane güvenliğinin kabiliyetini ve eylem tarzını tespit etmek amacı ile durumu izlerler. Olaylar sonlandığında hapishane yönetiminin imkanları ve müdahale tarzı tespit edilmiş ve ileride yapılacak gerçek operasyon için plan yapılmıştır. Filmin sonunda hapishane sancağı ele geçirilir.
Olaylar karşısında hapishane yönetiminin reflekslerinin gözlenerek analiz edilmesi filmin en önemli kısmı olarak değerlendirilebilir. İzlemeyenler için filmi tavsiye ederim. Zira son günlerde yaşanılan olayları değerlendirirken filmde uygulanan bu stratejiden bahsedeceğim. Son yaşanan olaylarda, bazı odakların ilerideki olası toplumsal olaylara verilecek refleksleri dikkatlice izledikleri değerlendirilebilir.

İstihbarat örgütleri görev yaptıkları bölgelerde ortaya çıkan olaylarda tıpkı “son kale” ‘de olduğu gibi bütün gelişmeleri izler ve detaylı raporlar hazırlarlar. Bu raporlar analistler tarafından incelenerek labaratuvar şartlarında çok çeşitli varyasyonlarda simule edilir. Bu sayede toplum mühendisliği yapılabilir. Yaşanan olaylar toplumumuz ve ona ait her şey hakkında parmak izi bırakmaktadır. Şu an yaşanacak benzer bir olayın nasıl yönetileceğinin bütün hesapları yapılmıştır. Kısa süre önce Amerika’nın çeşitli ülkelerin dijital verilerini ele geçirmek sureti ile incelemesi de bu görüşü destekleyici olarak değerlendirilebilir.

Toplumu etkileyen büyük olaylar her ne kadar kendiliğinden doğal bir süreçte ortaya çıksa da devamında yaşanan olaylarda tesadüf yoktur, arkasında mutlaka bir dinamik yatar. Dolayısı ile, gerçekten haklı sebepler nedeniyle yaşanan toplumsal olayların bile dezenformasyona açık hale gelmesi kaçınılmazdır. Bu noktada, yetkililerin görevi dezenformasyonu engellemek ve stratejik düşünmektir. Dezenformasyonun engellenmesi; Bilgi akışının kesilmesi olarak değil, bilakis akan bilgiye karışmadan hakim olup, zararlı manüplasyonları filtrelemektir. Bilgi almak isteyen kitle’nin legal yollardan bilgi alamaması demek, bu kitlenin çeşitli unsurların dezenformatif bilgilendirmelerine açık hale getirmek demektir. Dezenformasyonu engelleyerek masum insanların zarar görmesini engelleme görevi ise ülkenin istihbarata karşı koyma birimlerinine aittir.

Kısaca özetlemek gerekirse 21. yy devletleri güne uymalı ve toplumsal olaylara müdahalesini sadece fiziki değil, çağın gerektirdiği farklı enstrümanlarla yapmalıdır. Günümüzde konvansiyonel metotlar değişerek daha kompakt hale gelmektedir. Her yeni gün yanında değişimi getirir, değişimin lehimize olması ise zeka ile olur. İnşallah yaşananların ikinci dalgası kurgulanmamıştır, ancak yaşanırsa da yeterli zekanın kullanılması ve bilinçli adımlar umuduyla iyi günler.