SON TV

Uyuşturucu madde ve trafik

Uyuşturucu madde etkisinde trafikte araç kullanımı

Avrupa’da karayollarında oluşan trafik kazalarına ve bu kazalar sonucu meydana gelen ölümlerin çoğuna uyuşturucu bir madde nedeniyle trafikte performansı düşen sürücüler neden olmaktadır. AB ülkelerinde yollarda meydana gelen ölümlerin dörtte birine karşılık gelen yaklaşık 10.000 ölüme tek başına alkolün neden olduğu tahmin edilmektedir. Son 10 yıl içinde gittikçe daha fazla ilgi görmesine rağmen, yasadışı uyuşturucuların ve bağımlılık yapan ilaçların neden olduğu trafik kazaları için karşılaştırılabilir kesin rakamlar mevcut olmamakla birlikte hem yasadışı hem de tedavi amaçlı uyuşturucuların sürüşü etkilediği
bilimsel bir gerçektir.
Uyuşturucu ve bağımlılık yapan maddeler, beyin ve merkezi sinir sistemini doğrudan ve/veya dolaylı etkileyerek halüsinasyon yaratan maddelerdir. Uyuşturucu etkisinde araç kullanan sürücü, trafikte önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Uyuşturucu, sürücünün konsantrasyon yeteneğine zarar vermekte ve oluşan uyuşukluk nedeniyle reaksiyon yeteneğinde azalma olmaktadır.
Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu İzleme Merkezi’ne göre, uyuşturucuları genellikle alkol ile birlikte alan sürücü sayısı ve sonuçta oluşan trafik kazaları tahminlerin çok üzerindedir. Alkolle birlikte uyuşturucu kullanımının, yalnızca alkol kullanmaya göre 5 kat daha zararlı ve etkili olduğu ifade edilmektedir.
Diğer taraftan, Türkiye’de uyuşturucuya bağlı suçlardan cezaevlerinde bulunan suçlu sayısı 2005 yılında 4125 iken 2010 yılında % 500 artışla 25.000’e ulaşmıştır. 2010 yılı itibarı ile cezaevlerinde bulunan uyuşturucu suçlularının oranı % 21 dir.
Bu veriler ışığında Türkiye’de de uyuşturucu madde kullanımının son yıllarda arttığı bir gerçektir. Uyuşturucu kullanımı, hem ekonomik, hem sağlık ve hem de adli yönleri ile topluma çok büyük bedellere mal olmaktadır.
Uyuşturucu etkisinde işlenen suçlardan önemli birisi de trafik kazaları olup, maddi kayıpların yanında yaralanma, sakat kalma ve ölümlere kadar varan acı toplumsal sonuçları olmaktadır.
Ülkemizde, trafik veya diğer suçları işleyen kişilerde, kişinin alkol dışında uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığına, yasalarımız müsait olmasına rağmen teknik nedenlerle, henüz bakılmamaktadır. Çok nadir durumlarda Savcıların talebi doğrultusunda kanda uyuşturucu tespiti yapılabilmektedir. Adli tıp uzmanları trafikte alkol gibi uyuşturucu tespitinin de yapılmasının önemine işaret ederek, belirlenen limitin altında çıkan alkol oranı sonrası kaza nedeninin teknik nedenlere bağlandığını, trafik görevlilerinin tespit için gerekli cihazlara ihtiyaçları olduğunu, tükürük örneği alınarak kısa sürede tespitin mümkün olduğunu ifade etmektedirler. Adli Tıp Uzmanlarına göre, uyuşturucu alan gençlerin karıştığı birçok ölümlü kaza, uyuşturucu ölçümü yapılmadığı için yanlış sebeplere bağlanmaktadır.
Örneğin yapılan bir bilimsel çalışma sonucuna göre Türkiye’de trafik kazasına bağlı ölümlerde sürücülerin %5’inin uyuşturucu kullandığı belirlenmiştir.

Bu nedenle, trafikte alkol ölçümüyle birlikte, uyuşturucu ölçümü de sistemli bir şekilde
yapılmalıdır. Trafikte alkol testinin yanında, uyuşturucu testinin de uygulanması halinde, bu uygulamanın hem trafik kaza sayısını azaltacağına hem de uyuşturucu kullanımını azaltacağına kesin gözüyle bakılmaktadır. Çünkü, yapılan kontroller sonucu uyuşturucu kullandığı tespit edilen sürücü hem para cezasına çarptırılacak hem de sürücü belgesi süresiz olarak geri alınacaktır.
Hepimizin bildiği gibi Türkiye, kamuoyunda özellikle “sigara yasağı” olarak bilinen yasayı kapalı alanlarda başarılı bir şekilde uygulamakta ve bu uygulamanın başarısı, Dünya Sağlık Örgütünce tüm üye ülkelere örnek gösterilmektedir. Bu konuda TBMM’de uzun yıllar Sağlık Komisyonu Başkanı olarak görev yapmış olan, değerli dostum Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün çabaları övgüye değerdir.
Prof. Dr. Erdöl’den aldığımız haberlere göre kendisi, “sigara yasağı konusunda” olduğu gibi özellikle karayollarında uyuşturucu kullanan sürücülere yönelik olarak evrensel anlamda kabul görmüş, kolay, pratik ve ucuz testlerin standart hale getirilerek, gerekli denetimlerin yapılabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) nezdinde ciddi girişimlerde bulunmaktadır
Umudumuz o ki, bu olumlu çabalar bir an önce sonuçlanır ve ülke olarak, trafik güvenliğine hem ulusal hem de evrensel anlamda büyük bir katkıda bulunmuş oluruz.