SON TV

Konfeksiyon İşçisi Köle Değil!

Hukuki Gündem bu hafta zorlu çalışma saatleri, olmayan izinleri, ödenmeyen maaşları, verilmeyen tazminatları ve düşük maaşları ile yaşam mücadelesi veren konfeksiyon işçilerinin mağduriyetleri, yasal hakları ve idarenin sorumlulukları konusuna değinecek. Toplumda büyük bir kesimi ilgilendiren, mağdur olan ve işten çıkarılma kaygısı ile haklarını aramaktan çekinen konfeksiyon personelinin hakları ile mağdur eden işverenlerin yasal zorunluluklarına, yapılması gerekenlere ve başvuru yollarına değinerek sizlere bu konuda yol gösterecek…

KONFEKSİYON İŞCİSİ KÖLE DEĞİL, İŞVEREN DE EFENDİ DEĞİL…

Günlük 15 saatleri bulan ve bir çoğunun haftanın 6 günü bir fiil çalışmaya zorlandığı bu sektörde asgari ücrete ek bir ödeme olmaksızın mağdur edilen vatandaşlarımızın mağduriyetidir yazımızın konusu. Ek mesaisi karşılanmayan, yıllık ve resmi izinleri olmayan, bölük pörçük maaş ödemeleri ile mağdur edilen konfeksiyon işçisi toplumumuzun sessiz bir kesimini oluşturmaktadır. Özellikle deneme süresi adı altında düşük ücretler ile emeği heba edilen, sigorta edilmeden çalıştırılan, kriz var, şirketin parası yok adı altında özlük haklarından mahrum edilmiş bir topluluğun sessiz çığlığının yansımasıdır bu yazı. Bunu yapanların adı konfeksiyon sektöründe bir kısım ancak benim verdiğim ad ile emek hırsızlığı… Sektöre sahip çıkan ve denetleyen pek yok… Sendikalar dahi el atmaktan ve üzerine düşmekten geri kalmış. Neticesinde de oluşan boşluktan işveren yararlanıyor. İhmal edilmiş bir topluluk ve açık hukuk ihlallerinin önüne geçilemiyor. Geçim mücadelesi ve hayat kaygısı ile işten çıkarılma korkusu birleşince de işçi sesini çıkaramıyor, acımasız çark döndükçe dönüyor. İşçi yalnız yürüdüğü bu uzun ve meşakkatli yolda gerekli desteği bulamıyor ve organize de olmaktan çekiniyor.

MAĞDUR EDİLEN İŞÇİ NE YAPMALI? NERELERE BAŞVURMALI?

Susmak, hak aramaktan çekinmek var olan durumu değiştirmediği gibi, haksızlığın her geçen gün daha da cesaretlenerek büyümesine neden oluyor. Bu yüzden haklarınızı araştırın, bilin ve gerekeni yapın. Aşağıda bu durumlarda yapılması gerekenler kısaca izah edilecektir.

SİGORTASI YAPILMAYAN İŞÇİ NEREYE BAŞVURMALI?

Bu durumda oluşacak mağduriyet halinde iki ana yol mevcuttur bunlardan biri ve en kolayı 170 numaralı ve üç haneli telefon numarası aranarak SGK’dan gerekli tespitin yapılmasını istemektir. Alo 170 ne işe yarar? Sigortası yapılmayan, sigorta primi ödenmeyen kişiler Alo 170’i tuşlayarak, karşısına çıkan operatöre ihbarda bulunacak. İhbarda bulunan kişiden vermek isterse telefon numarası ve mail adresi alınacak ve işlemin sonucu bildirilecek. İhbar edenin kimliği gizli tutulacak ve daha sonra işten çıkarılıp çıkarılmadığı, sigorta primlerinin tam gün ve tam ücret üzerinden ödenip ödenmediğinin takibinin yapılması planlanmıştır. Bu hizmet sayesinde kayıt dışı istihdamın büyük ölçüde önüne geçileceği düşünülmektedir.

Diğer bir yol ise ve genellikle işten çıkartıldıktan sonra başvurulan yoldur, SGK lılığın tespiti davasıdır. İşçi “İş Mahkemelerine” başvurarak sigortalılığının tespiti ister ve çalıştığı dönem içerisinde ki sigorta primlerinin ödenmesini talep eder. Dava kısa sürede nihayete ermekte ve sigorta primlerinizin geriye dönük tamamıyla ödenmesini sağlamaktadır. Bu iki yoldan birine başvurarak uğradığınız mağduriyeti giderebilirsiniz.

İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?

İş Kanununda sayılan ve işçinin işten çıkarılmasına haklı veya geçerli neden teşkil eden haller dışında (ihbar süreli ya da süresiz konularda) işçi İş Mahkemesine başvurmalıdır. İşten çıkarılmasına müteakip bir ay içerisinde açacağı bir dava ile “işe iade” isteyebilecek ve verilen karar sonrasında işine dönebilecektir. Bu durumda işveren işe iade almak zorunda olacak ve işinden ayrı kaldığı dönemlere ilişkin maaş ödemesini de yapacaktır. Ancak işe iade kararına karşın bu karara uymayan işverenlere ilişkin de aşağıda da açıklayacağımız dava ile belli başlıklar altında ödeme, tazminat ve ihbar süreleri talep edilebilecektir.

KONUSU PARA OLAN İŞÇİ DAVALARI

Gerek tazminat, maaş ve fazla mesai gibi ücretlerin talebine konu olsun, ister işe iade kararına aykırı tutum gösteren işverene karşı olsun, aşağıda belirtilen başlıklar altında işçinin haklarına ve talep edebileceği konulara değineceğim;

İşçi; İş Mahkemesinde açacağı bir dava işveren tarafından kendisine ödenmeyen maaş alacaklarını faizi ile birlikte talep edebilecektir.

Fazla Çalışma Ücreti; İşçinin haftalık yasal olarak çalışacağı süre 45 saattir. Bu sürelerin üzerinde verilecek emek ek ücrete tabi olup, aşan çalışma saatleri için ücret talep edilerek dava konusu yapılabilecektir. Ve yine tüm kalemler gibi faize de tabi olacaktır.

Yıllık İzin Süreleri; Kanunlarımıza göre işçinin kıdemi 1 yıl – 5 yıl arasında ise 14 gün, 5- yıl – 15 yıl arasında ise 20 gün, 15 yıldan fazla ise 26 gündür. İşçinin yıllık ücretli izin hakkı kanundan doğar, en tabii insan hakkıdır, izin kullanıldığı dönemde işçinin ücretinde kesinti yapılamaz, iş sözleşmesi devam ederken yıllık izin süreleri paraya çevrilemez. İş sözleşmesi sona erdiğinden kullanılmayan yıllık izinlere ilişkin ücretler dava konusu yapılabilecek ve faizi ile istenilebilecek alacak başlıklarındandır.

Kıdem Tazminatı; geçerli nedene dayanmayan veya haksız fesih halinde , işçi çalıştığı her bir yıl için, son brüt maaşı tutarında kıdem tazminatına hak kazanır. Örnek olarak 5 sene çalışmış bir işçinin 5 brüt maaşı tutarında kıdem tazminat hakkı vardır. Özellikle kıdem tazminatı işverenin korkulu rüyası olup, ödemekten imtina ettiği en önemli konu başlığını oluşturmaktadır. Bu sebeple birçok işçi kıdem tazminatına hak kazanmadan işten çıkarılmakta ya da kendi isteği ile işten ayrılsın diye işçiye çeşitli baskılar yapılmaktadır.

İŞÇİNİN MAĞDUR EDİLMEMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Özellikle bu tür davaların temel sorunu İşveren kişiye ait şirketin malvarlığı ve ekonomik güç durumudur. Bu sektördeki işverenlere ait şirketlerin malvarlığı bakımından zayıf yada boş olması, paravan şirket kullanımı ve buna ilişkin denetimin zayıf olması, haklı alacakların alınamamasına sebebiyet vermektedir. Yasal anlamda ticari bir işletme sahibi olmak için aranan kriterlerin yeterli denetiminin yapılmaması ve sicilde yazıldığından ibaret olması bunların nedenleri arasında. Burada devletin ilgili kurumlarına büyük iş düşmekte. Sosyal bir devlet yapısının temel taşı işçi sınıfının hakları büyük özenle korunmalıdır. Kişi, devletin koruması ve güvencesi altında olduğundan bu konudaki denetim tamamen idarenin sorumluluğundadır ve bana göre bu noktada oluşacak mağduriyetlerde devletin kusursuz sorumluluğu olmalıdır.