SON TV

Suriye Katar‘ın gazından mı karıştı?

Sanayileşme sonrası ülkelerin siyasi ve ekonomik gücünün şekillenmesinde en önemli unsurlardan birini de enerji oluşturmaya başladı. Bu dönemde yaşanan savaşlar ve politikalar analiz edilirse olayların enerji eksenli olduğu açıkça görülecektir.

Örnek vermek gerekirse; Almanya 1800 ‘lü yılların sonlarına doğru petrolün önemini anlamış ve Orta Doğu ‘daki kaynaklara sahip olmak için Bağdat demiryolu projesini yapmaya başlamıştır. Bu amaçla yapılan anlaşmalar ile demir yolunun geçtiği güzergâhtaki 40km. ‘lik koridorda bulunan her türlü maden ve doğal kaynak kendilerine ait olacaktı. Almanlar geleceğin enerji üzerine kurulacağını öngörmüş, ancak üstünlüğü İngilizlere kaptırmışlardır.

Ülkelerin enerji stratejisi oluşturabilmeleri için enerji kaynaklarına sahiplikleri veya taşıma yolları çok önem taşımaktadır. Günümüzde rezerv sahibi ülkeler ve mevcut taşıma güzergâhları bellidir.
Ülkemizde önemli bir rezerv bulunmamasına rağmen; enerji arz ve talep noktaları (üretici ve tüketici ülkeler) arasındaki bir koridorda bulunmaktadır. Bu sayede jeopolitik olarak çok önemli bir avantaja sahiptir.

Katar ise doğal enerji kaynaklarına sahip, ancak jeopolitik olarak kötü bir konumdadır. 2 Milyon nüfuslu ülke, Suudi Arabistan ‘ın doğusunda Basra Körfezi’nde olup, kanıtlanmış doğal gaz rezervi ile Dünya ‘da üçüncü, gaz ihracatında ise ikinci sırada yer almaktadır. Yapılan üretimin çoğu Asya’ya (Japonya, Hindistan ve Güney Kore) satılmakta olup, Avrupa ve ABD’ye LNG ihracatı için plan yapmaktadır. Bu planları, kaynak sahibi ülkelerin talebi arttırma, ihtiyaç sahibi ülkelerin ise kaynakları çeşitlendirme isteğinin doğal sebebi olarak açıklayabiliriz.

Şimdi gelelim başlığımıza, Katar neden Suriye’deki isyancıları desteklemektedir? Bunun nedeni; Katar ‘ın Suriye üzerinden doğal gaz boru hattı geçirmek istemesi olabilir mi? Sorunun cevabını verebilmek için öncelikle dünya ve bölgedeki enerji ile ilgili gelişmelere göz atalım.
Günümüzde tüketilen fosil yakıtların yaklaşık dörtte birini oluşturan doğal gazın tüketiminin önümüzdeki 20 yılda %50 artması öngörülmektedir. Katar Dünyanın en büyük LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ihracatçısı olmasına rağmen, transportunu Basra üzerinden yapmak zorunda olması sebebiyle tüm pazarlara ulaşamamaktadır.
Bu sebeple Katar, uzun süredir Avrupa’ya doğal gaz satmak için doğal boru hattı inşa etmek amacı ile çoklu görüşmelerde bulunmaktadır (geçtiğimiz yıllarda Türkiye ile de görüşmeler yapılmıştı). Görüşmelerde, sahip olduğu gaz sahasındaki üretimi arttırarak Körfez ‘den Türkiye üzerinden Avrupa ‘ya gidecek bir doğal gaz boru hattı için değerlendirmeler yapıldı. Yapılan çalışmalarla Katar ‘ın dünya pazarına açılması ve bu sayede gaz ihracatının da arttırılması hedeflenmekteydi.

Boru hattı için iki farklı güzergah ön plana çıktı. Birincisi Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Türkiye üzerinden, ikincisi ise Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa ‘ya olacak şekilde düşünülüyordu.
Görüşmelerde birinci plan gerçekleşirse hattın Türkiye ‘de Nabucco ile birleştirilmesi veya ikinci seçenek olan Ürdün, Suriye üzerinden Mısır’a gaz taşıyan, Pan-Arap boru hattına bağlanabilir olup olmayacağı belli değildi.
Bu projeler üzerinde çalışılırken Dünya gaz rezervlerinin çoğuna sahip Rusya, Türkmenistan ve Azerbaycan’la önemli anlaşmalar yaparak Nabucco ’yu bu iki ülke için gereksiz hale getirdi! Bilindiği gibi Nabucco projesi geçtiğimiz günlerde rafa kalktı.

Esad ‘ın Katar ‘a Suriye üzerinden doğal gaz boru hattı inşasına izin vermemesi sebebi ile Katar gazını Avrupa’ya satamamaktadır. Bu sebeple Suriye üzerinden geçecek bir boru hattı inşa izni verecek bir rejimin Suriye ‘de yönetime geçmesini desteklediği söylenebilir.
Diğer bir bölge ülkesi olan Suudi Arabistan ise bu proje sayesinde bölgede enerji akışının kontrolünü sağlamak amacı ile hareket ediyor. Bu sayede bölge ve Dünya enerji piyasasında daha etkin bir konuma sahip olmayı planlamaktadır.

Öte yandan, İran ve Rusya ise farklı nedenlerden dolayı Esad rejimini tercih ediyor. Bu nedenlerden biri Esad ‘ın Basra Körfezi dışında Avrupa’ya doğalgaz akışını engellemesi. Bu sayede İran gaz transportunu kontrolü altında tutarak stratejik avantaj sağlayacak, Gazprom ise daha yüksek fiyatla gaz satmaya devam edecek.

Diğer bir neden ise Suriye ‘nin yine Rusya ve İran tarafından ileri bir karakol olarak görülmesidir.
ABD, Esad rejiminin gitmesine yönelik bir girişimde bulunmazsa bu ekonomik bakımdan Rusya ve İran için iyi S. Arabistan, Türkiye ve Katar için kötü olarak değerlendirilebilir. Mevcut durum bu bakış açısı ile analiz edildiğinde; doğal kaynaklar ve paranın dini motifler kullanılarak stratejik olarak yönetildiği anlaşılacaktır. Yaşananların kimyasal silahlarla veya demokratik yönetimle bir ilgisi yoktur. Bu bağlamda ülkemizin de ulusal çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini özellikle belirtmek isterim.,

[email protected]
Twitter: https://twitter.com/AkinBeyoglu

YAZARIN SON YAZILARI
Katar Gazı - 16 Aralık 2013
İran ‘ın Yükselişi - 5 Aralık 2013
Enerjik politika - 19 Kasım 2013
Kripto para birimleri - 4 Kasım 2013