SON TV

Hukuki Kavramlar ve Yargıtay Kararı

Liglerde ilk yarının bitmesi yeni yıl derken, uzun süredir yazılarıma ara vermiştim. Futbol dünyamızdaki bu boş zamanda konuşulacak maç ya da sportif bir olay olmayınca haliyle yazmakta zorlaşıyor.

Çoğunluğu asparagas olan transfer söylentileri hakkında yazmakta benim için yersiz ve gereksiz olacaktı. İşte bu sebeple kendimi ve köşemi bir süreliğine inzivaya çektim.

Ligde ikinci yarının başlamasını beklerken sonucu merakla beklenen şike soruşturması hakkındaki nihai karar dün itibariyle açıklandı. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı onadı ve Aziz Yıldırım’ın almış olduğu 6 yıl 3 aylık hapis cezası kesinleşmiş oldu.

Şüphesiz ki konu gündemi uzun bir süre meşgul edecektir. Olayın hem hukuki hem de sportif boyutu hakkında yorum yapılması şarttır. Ancak gerek medyada gerek toplum bazında gözlemlediğim kavram karmaşası yüzünden hemen yorum yapmayacağım.

Bunun yerine belli başlı birkaç hukuksal kavramın tanımını yapacağım. Gerekli olan tüm kavramları şu an için yazmadım ama başlangıç için azımsanmayacak kadar tanıma yer verdim.

Bu tanımlar hem bugün açıklanan Yargıtay kararı hem de ülkemiz gündeminde yer alan diğer olayların ve süreçlerini daha iyi anlamamız için yol gösterici olacağı kanısındayım.

Ünlü yazar Simon Kuper’in de dediği gibi Futbol Asla Sadece Futbol Değildir. Evet futbol sadece futbol değildir bugün gördüğümüz gibi bazen hukuktur.

Yargıç: Uyuşmazlıkların çözümü için görevlendirilmiş kişi; devlet tarafından atanan bağımsızlıkları ve teminatları Anayasa tarafından garanti edilen kimse; hakim.

Savcı: Toplum adına adli makamlar nezdinde dava açıp iddiada bulunan kişi,

Avukat: Hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde, her türlü hukuki uyuşmazlık ve sorunların adalet ve hakkaniyete uygun biçimde uygulanması konusunda yargı organları ve hakemlerle, kamusal ve özel kurul ve kurumlarda faaliyet gösteren ve yasalar tarafından gerekli koşulları tamamladıktan sonra kamu hizmeti yapan kimse.

Mahkeme: Devlet tarafından görevlendirilen ve adalet dağıtımı işiyle olmadan uğraşan makam.

Mahkemelerin Bağımsızlığı: Hiçbir organ, makam veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat verememesi, genelge gönderememesi, tavsiye ve telkinde bulunamaması demektir. Ayrıca görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclislerinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz.

Hakimlik Teminatı: Hakimlerin bağımsızlığını güvence altına almak üzere kabul edilen ve doğru adaletin sağlanması amacıyla halk için sağlanan garantiler.

Yasa: Yasama organı tarafından yazılı olarak ve bu ad altında çıkartılan genel, sürekli ve soyut hukuk kuralı,

Adalet: Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması,

Kanun Önünde Eşitlik: Herkes dil, ırk, renk cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din mezhep vb. sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir zümreye, aileye, kişiye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkelerine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Cezada Kanunilik: Suç sayılan hangi eyleme ne kadar ceza verileceğinin kanunda belirtilmesi ilkesi,

Yargılama: Hukuksal uyuşmazlığı çözmek üzere, yargı organlarının yaptıkları faaliyet.

Karar: Mahkemenin varmış olduğu nihai sonuç.

Yargıtay: İlk dereceli mahkemenin üst makamı, temyiz makamı.

Onama: Yargıtay’ın ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı uygun bulması. İlk derece mahkemesinin kararının kesinleşmesi.

Bozma: Yargıtay’ın ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı hukuka uygun bulmayarak yeniden görüşülmesi gerektiğini bildirmesidir.

Elimden geldiğince terimlerin bir bölümünü burada belirttim. Elbette bunlarla kısıtlı değil ama başlangıç için yeterli.